_______Sinyali Ağabeyimin kuşatıcı ve tetikleyici yorumlarını okuyunca..
utanırım kanattığım yaralarımın kabuğunu göstermeye
çünkü bir yanım solo ve koro kurt ulumaları
bir yanım çifte su verilmiş enternasyonal hançeri
aşksa üst seviyede bir yetkili
hükmü geçmez fermanı yürümez...
Bir şehrin urgan satılan çarşıları kenevir
kandil geceleri bir şehrin buhur kokmuyorsa
yağmurdan sonra sokaklar ortadan kalkmıyorsa
o şehirden öcalmanın vakti gelmiş demektir
Duygular paketlenmiş, tecime elverişli
Devamını Oku
kandil geceleri bir şehrin buhur kokmuyorsa
yağmurdan sonra sokaklar ortadan kalkmıyorsa
o şehirden öcalmanın vakti gelmiş demektir
Duygular paketlenmiş, tecime elverişli
bağa girdim bağ budanmış
bağa bülbül dadanmış
birisi adım anmış
adından yansımaymış
güzellik minik an'mış
resimde donakalmış
Ne sevincin ömrü varmış
Ne gün gören çok yaşarmış
Meğer hayat bir masalmış
Zevki sefa yalan imiş
Kaçan fırsat elde kuşmuş
Her şey fani hayat boşmuş
mecnun kerem boşa yanmış
Aşk ve vefa yalan imiş
Hani harun malı nitmiş
Hani lokman canı nitmiş
Hani cengiz şanı nitmiş
Yalan dünya yalan imiş
miş li geçmiş di li geçmiş
baki kalan bu kubbede
sade bir hoş sada imiş
an büzülmüş
ruh süzülmüş
şeyler dürülmüş
dünmüş bugünmüş
öğütülmüş
her şeyin künhü künmüş
sözlerin değirmeni şiirmiş
belki de un belki bulgur imiş
sinyali selam verip gitmiş
tüm sinyaller birgün bitmiş..
ne bu kadar sözden maksat
maksadı sat
Bütün harfler eprimiş ve ağrımış, vakit de epey geç olmuş bizim sokakta..
ağalım biz de yavaş yavaş, yemden bizi zümrüd-ü ankâ..
bir de sayın abim bu şiir günün şiiri seçilince bir mesaj atarsan sevinirim o haklı dururu bende yaşamak istiyorum bu şiirini görünce.... bir kez daha mutlu olmak istiyorum.....
aynı havayı teneffüs ettiği aynı dağa yaslanıp aynı tandırdan ekmek yediğim bu ağabeyimin önünde çeketime bir düğme dikip ilikliyorum...selamlarımı not edip.. saygılarımı ve en derin tebriklerimi iliştiriyorum altına...sokak şairi....
Bir şiiri okuduğumda, içimden binbir şey geçtiği halde, kimi kez yorgunluğumdan konuşamıyorum ama, kimi kez sadece çok etkilendiğimden.
Atlar mı dediniz Ağabey !
ve atlar çocukluğumun amansız tanrılarıdır
tentürdiyot kokusu ve annemin sa'ye benzeyen yürüyüşü onlardan yadigardır
n'loursun ya rabbi bak yalvarıyorum sana atlara dokunmasınlar
yoksa bu kabus yoksa bu kalem kağıt sesi
yoksa usuma üs kurmuş acılar beni çıldırtacaklar;
daha yedi yaşında tanıştığım en esaslı kan;
'beni bu yüzden ağlatır vurulan atlar'
sevgiye adanmış tüm duyguların çatışmasından yayılan kıvılcımları, görmeyen gözlere ışık salan parıltıları okuyorum dizeler uzadıkça kıvılcınlar kora kor yıldızlara ve yıldızlar güneşe dönüşüyor, güneş kucağıma oturuyor. *********!0*********
Cemali-Hikmet Aksu
Hasan kardeşim. Uzun ama tanın ağarması gibi bir çok gerçeğin yansıması olmuş çalışma. Bir çırpıda bitti. Özüyle, sözüyle bitti.
Biliyorsun bireysel ve toplumsal çıkarlar, kardeş olmayı engelliyor.
Biliyorsun yine bireysel ve toplumsal çıkarlar, kardeş olmayı istiyor.
Biliyorsun yine bireysel ve toplumsal çıkarlar, gelin bizim ilkelerimizde kardeş olalım diyor.
Koca bir din. Bütün dinler gölgesinde kalıyor. Adı bireysel ve toplumsal çıkarlar dini.
Böyle olunca, gerçekler örtülüyor. Riya ve yalan egemen kılınıyor.
Çalışmanı canu gönülden kutlarım.
Sevgili Şair ,
Şiirinizle ilk tanıştığım zaman adına kaydetmek istedim bu şiiri...
Şiir Atınıza duyduğum hayranlığın bir nişanesi olarak kabul buyurun..
Saygılarımla
Atları Seversin Demek
atları seversin demek
anması bile sevinç atları
gökten ineni, sudan çıkanı
göğe ağanı,suya döneni
burak'ı, düldül'ü, bozat'ı
melezi,safkanı
seversin demek
doru,demirikır, al
üstü çukur bal gözde
o derin şehlayı
deli bakış, gülen ayva
sakarı,sekiliyi,yılkıyı
kişneşiyi hele!
o dudak gökte kahkaha
hızır'ın döküp şarabı sütgölü'ne,
yakaladığı zil sarhoşlukta
o tay kalmış ruhları
seversin demek
ucu çiy çiy ıslak burun
tok nefes,diri sıcak,nemli döş
süt köpük,eflatun dil,arı diş
yokuşta uzayan
inişte kazalan o boyun
çiftleşirken şuh eda
ince belde yayla gönül sırt
benim seni dinleyişim
gibi o baş sallayış
ağızda köpük uçup giderken
kuyruğundan okunur
yelenin rüzgarla konuşuğu
ova ruh,yakın temas,uzak yolcu
tek toynaklı kozmik kader
o büyük çarkın burktuğu dirim
yüzü kahırsız keder
dört ayağın buluştuğu o dört nal
az önce kalbimden geçip
giden tufan
ağlatır mı seni de
bir kırat, bir rozinant
sanki sen gördün
yeryüzünü gezen atlı'yı
(yeryüzünü gezen atlı - yasakmeyve)
Mahmut Temizyürek
Öyle ya Hasan Tan, bildiğin gibi aykırı yarasıdır dünyanın kayda değer tüm şiirleri ağabeyinin. Hep bakir kokulu olması da gerekmez, derinsiliğin derinliğini anlar ağabeyin. Saldırıya uğrayan yerlerde umudu ve kurtuluşu, şöyle garipçe uykudaki rüyalardan medet umanların duygusuna rehberlikte o derin hissiyatın seni şair kılmaktadır bilesin. Söylenirsin ağabeyine “zaten çimenler en çok bir harabede yeşildir değil mi abi!” Öyle biri ağıt paylaşımıdır. Ve öyledir. Harabelerden kesilmiştir insan ayakları ve kuzular, kan sulamıştır oradaki çimenleri, yeşil kalır çimenler orada, kırmızıyı kamufle ederek. Sen söyle, dinliyor ve okuyor ağabeyin Sinyali.
Öyledir yüksek tepeler serindir, yüksek tepe esintileri o gülşeni dergahdan da ruha emdikleriyle ruh acemilikten uzak çırpınır. Koca cadde üzerlerinde şangır şungur yerlerde algılama gacünü yüzeye vardıran sıvılardan kokulu otlar yayılır göz kızartan, gözler kızarırken beyinden ten duygusuna şimşeklenen kokularda.
Lepiskalarda kimi zaman aldatıcı bir kıvrım yumuşaklığı, dalgalansın diye şöyle bir sallarlar, kökü sallayanda olduğu için serbestliği aynıyere döner. Terlemeyen alına lepiskanın yakıştığı görülmemiştir. Esareti ve özgürlüğü daha derinlerde beyin denilen akünün yönlendirmesinde. Bak ağabeyin başını sallıyor, şunlardan:
“hepsi yarım kalmış bir şarkının yitirilmiş notaları değil mi
geceler bu kadar uzun ve şarkılar bu kadar yarım olmasaydı
boyuna dişil ve diri bir tenle sevişmemenizi anlayabilirdim
hangi süleymanın hükmü geçer ruhumuzdaki fırtınalara
dedim ya abi; aykırı bir yara ve malayani bir meş(g) aledir şiir ve aşk
cinnet biter de mecnun giderse her sevdaya gecikir leyla
hazır ezber de bozlumuşken
ve hazır yitirmişken hükmünü ve geçirmezken fermanını... “
Herkese “Ah Abi” denilemez Hasan Tan. Öyle bir yerde, öyle ağabeye seslendin ki. Öksüz çocukların sevdalarından akan gözyaşı gibi. Bilinen bilcümle tüm aşklardan gözleri kızarmış kutsal eski zaman aşıkları gibi. Kutsal dergaha kabulunden ötürü gözyaşı döken Yunus’lar gibi. Meğerse için için hedefin gizli gizli ağlarmış, özlermiş, kavrulurmuş yüreğin. Ağabeyin bak orda duruyor, karşında.
Boşuna olmayacak ömrün, ağlanısılıktan uzak. Derin yaran için lokman hekimler talimatlar alacaklardır ağabeyinden.
Biz susalım. Sen susmayacaksın Hasan Tan. Rüzgarların ağabeyin yüreğinde.
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta