_______Sinyali Ağabeyimin kuşatıcı ve tetikleyici yorumlarını okuyunca..
utanırım kanattığım yaralarımın kabuğunu göstermeye
çünkü bir yanım solo ve koro kurt ulumaları
bir yanım çifte su verilmiş enternasyonal hançeri
aşksa üst seviyede bir yetkili
hükmü geçmez fermanı yürümez...
___zülfikarın gölgesi olmasa
___zülüf kar etmez çoktan ölmüşe
___bazen böyledir hayat
___VE BAZEN BÖYLE OLUR ÖLGÜN ÇOCUKLARIN KANAYAN HANÇERESİ
nasıl da sevimlidir çocuk yarasını gösterirken
sağalsın diye sömürür her duyguyu
saçmalar
hazin bir yalandır söylediği ve onun dışında kimse inanmaz
dışına pek heveslidir çocuk
boyundan büyük laf ederse gururlanır
ve boyuna acı çeker içerde
BÖYLEDİR ÇOCUK İÇİNİN RİTM MESELESİ
Ahmed Arif diyorsan Ahmed Arif
Garcia diyorsan Garcia
ses sese, memleket memlekete yara yaraya öykünür
bilirim hiç bir öykü yabancı gelmez sana
ve mutlak bulur tanımını manidar anlamsızlığında;
bizim ellerde zordur yaşamak abi
Yüksekova mesela derindir
dağlarımızsa doğuştan dingin
elverir sığınana
kurdu kuşu eşkiyayı elevermez
geceleri herkes tanır şeffaf ölümleri ve de meçhul failleri
sağına dönersin tekmil resmi buyruklar ve apoletler
soluna dönersin kürtçe ağıtlar...
ağıtın birisi annem mesela;
kardeşini vermiş gözaltına Çukurca'da
gözaltlarında deriiin bir yarımay
____Çukurca derindir mesele mühim
yara derindir buralarda
devlet Yeşil de olsa kırmızı da hep daha derin..
Ah abi boşuna geçmiştir ağlanası ömrüm
ölüm sessiz ve çorak
barış kurak ve sıcaktır bizim ellerde
töreleri ve çocukları vardır...
Bizim ellerde
melankoli sürme tilili ve müziktir ölüm
kan gibi akar sızabildiği her yere
bitimsiz bir savaş gibi sürerken yaşam
o gencelir
bize sükunet elzemdir çünkü
ölüm hepimize yetecektir
/sürmelerden süzülen damlalar nasıl da yakışırdı
elmacık kemiklerinde bir devrin şarkısını taşıyana
gözleri regl olmuş eski zaman aşıkları bilirim oysa
en çokta Yunus ve Hayyam
düşüyor içimdeki Alamuttan yaşam
kartallar çoktan terketmiş beni çocuklar ve hülya da
her giden menderesler çizerek nazlı dağ ceylanı gibi
süzülerek geçmiş ömrümüzden
ömrümüz dörtyanı deniz; ömrümüz ölüme ramak kalan bir kavşak
akarsuyun kaderidir en sonunda okyanusa karışmak **/
araya laf karıştırıyorum anlıyorsun saçmaladığımı
nasıl da saçmalarmış insan aşıkken sevimliyse
hem yıldızlar severmiş kaymayı
yalandır
her yıldız kaydığında oğluma küfereder babam
zordur öksüzlük bilir
üşür ve korkar
budur hayattan tek intikamı
____ne zaman ayın yarısı tutsaksa öksüzdür babam
____ve hep şartlı salıverilecektir onun için yarınlarda güneş
____ve hep elleri kelepçededir sevdasının amed zindanlarında..
hadi çocuklar hadii
yeni bir ülke kuralım çağırın barışı ve ammarı
yeni bir bayrak çizelim köşesinde yağlıboya yarım bir güneş
her ağzı dolduracak bir marş söyleyelim;
büyüklerin bütün ayıplarını örtecek
bir küfür edelim ağızlar dolusu
bir gülüş savuralım zulümlü sevdalara savurganlaşalım
sıra dağılmıştır çünkü
çünkü bozulmuştur ezber
çünkü alkış değil tekbir isteyen bir kadın anneme benzer
VE BAŞLAR SAVAŞ, ÖLÜR BARIŞ ALLAHU EKBER! !
sahi abi
____neden hep ayvaya gülmek nara ağlamak düşer
____ve neden hep yenilmezdir baltalı ilah zagor
____ve neden intikam yeminine benzer milli marşlar
____ebrularını eflatundan almış bin asırlık aşklar neden ansızın biter
dedim ya artık ezber bozulmuştur
bunu böyle bilmeli herkes
BİR AŞKA KAÇ KEZ İHANET EDİLİR GÖRÜLECEKTİR...
bilirim aykırı yarandır şiir
yazgısı belli sızgısı belli yanık ama izsiz
ve bilirim daha öteden olmalı sözlerim daha bakir kokulu daha derin
ve bilirim Gazze'de istihareye yatan kadınların hissiyatı olmalı şair
aşktan ve pis bir sevişmeden mahrum kalmış genç kızların ahını almalı-
-sın
sisli bir ay gibi üstlenmeli her çıkmazı
suç büyüktür ve de taflan kokar genceldikçe alev alan nefes-
-in
gülümserken yıkılmış bir Felluce görünür dudaklarının arasından
bir gülşeni dergahı belli belirsiz
ki zaten çimenler en çok bir harabede yeşildir değil mi abi!
dehşetli soruların ve göğüs uçları utangaç kızların gzabıdır bazan hayat dediğin
çünkü serin ve titrek olur uçlarda rakım
ruhumuzda esen bu sarhoş ruzigar
bulvarlarda kokuşmuş bu anason ve ten kokusu;
lepiskaya benzeyen özgürlük
terden yoksun alınlara benzeyen bu esaret
bu banka kuyrukları
postahane önleri mitingler ve görülen aşka dair er mektupları
hepsi
hepsi yarım kalmış bir şarkının yitirilmiş notaları değil mi
geceler bu kadar uzun ve şarkılar bu kadar yarım olmasaydı
boyuna dişil ve diri bir tenle sevişmemenizi anlayabilirdim
hangi süleymanın hükmü geçer ruhumuzdaki fırtınalara
____dedim ya abi; aykırı bir yara ve malayani bir meş(g) aledir şiir ve aşk
____cinnet biter de mecnun giderse her sevdaya gecikir leyla
____hazır ezber de bozlumuşken
____ve hazır yitirmişken hükmünü ve geçirmezken fermanını...
ah abi..
boşunadır boşuna geçen ağlanası ömrüm
yara derindir
Allah İllallah aşkına bu yaraya bir derman aman Allah'ım aman
yetişmenin kertesidir yoksa aşk bitmek üzeredir
amanı bilir misin abi
pertav edip yapışıyorsam ellerine ve kırıyorsam gerdanımı
heyvaahh ki aşk bitmek üzredir ve fakaaattt;
DOĞUŞTAN YANIĞIZ VE DE FERMANLISIYIZ AŞKIN, 'KALU BELADAN'
_____________________ZEYN ePrimiş bir alfabenin yankılanan en romantik harfidir
ruhumsa mayalanmaz gramer bilmez ünlemsiz bir rüzgar
ve aşk üst seviyede sivil bir yetkilidir
susalım...
/anladın beni abi bu sefer de anladın biliyorum
sana senden daha yabancı ve benden daha yalancı bir şiircik deniyorum.../
Kayıt Tarihi : 8.7.2007 11:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sinyali (H. B) Ağabeyin yorumunu okuyup karaladım umarım kızmaz bu üstü açık yara gösterme denemelerime O'na seslendiğim için.. Sinyali Ağabey Antoloji'de uzatmaları oynamamın referenslarındandır.. ve de...! ! *** Barış Akarsu da araya girdi..

bağa bülbül dadanmış
birisi adım anmış
adından yansımaymış
güzellik minik an'mış
resimde donakalmış
Ne sevincin ömrü varmış
Ne gün gören çok yaşarmış
Meğer hayat bir masalmış
Zevki sefa yalan imiş
Kaçan fırsat elde kuşmuş
Her şey fani hayat boşmuş
mecnun kerem boşa yanmış
Aşk ve vefa yalan imiş
Hani harun malı nitmiş
Hani lokman canı nitmiş
Hani cengiz şanı nitmiş
Yalan dünya yalan imiş
miş li geçmiş di li geçmiş
baki kalan bu kubbede
sade bir hoş sada imiş
an büzülmüş
ruh süzülmüş
şeyler dürülmüş
dünmüş bugünmüş
öğütülmüş
her şeyin künhü künmüş
sözlerin değirmeni şiirmiş
belki de un belki bulgur imiş
sinyali selam verip gitmiş
tüm sinyaller birgün bitmiş..
ne bu kadar sözden maksat
maksadı sat
ağalım biz de yavaş yavaş, yemden bizi zümrüd-ü ankâ..
TÜM YORUMLAR (16)