Tutuver sana uzatılan eli,
Salıver saçlarındaki her teli,
Öpüver sevdan ile yüklü dili,
Şakısın bülbüller gibi şen şakrak.
Esiyor başımda ilkbahar yeli,
Sensiz ne yapayım denizi güneşi,
Denizim de güneşim de sensin benim,
Bulunmasa dünyada benzeri eşi,
Gündoğan da Bodrum’um da sensin benim.
Haydi artık siz de şimdi çıkın yola,
Gün akşama kavuştu yine,
Bir gün daha geçti bak sensiz.
Aklar düştü saçım teline,
Beklerim seni hep nedensiz.
Toprak tavsız tohum ekilmez,
İçimi kaplar ince sızı,
Seni ben özlediğim zaman.
Anlarım banadır o yazı,
İki satır yazdığın zaman,
Yağmur, çamur demem ne de kar,
Bir günüm daha sensiz geçti derken,
Akşam vakti kokun geldi odama,
Gözden hasret damlaları düşerken,
Aradım köşe bucak, ama yoktun.
Bak şimdi beni ne hallere soktun.
Yüreğimi aydınlatan,
Ateş böceğimsin sen.
Ummadığım bir anda,
Karşıma çıkansın sen.
Aşkınla yaktığın tenimi,
Su olup soğutansın sen.
Gecenin karanlığı çökmüş şehrin üstüne;
Ne kadar sakin,
Ne kadar sessiz,
Ne kadar savunmasız,
Koca İstanbul...
Sanki bir tek ben ayaktayım,
Horoz sesiyle uyanırdık köyde eskiden...
Koyun ve kuzuların sesi gelirdi komşudan...
Hayvanlar tepiştikçe ara ara,
Şıngır şıngır yoğun bir çıngırak sesi duyulurdu yandan...
Sokakta köpek havlamaları,
Çatılarda kedi miyavlamaları,
Yüreğimde açan sevda çiçeğimsin sen,
Seni ne kadar sevdiğimi ah bir bilebilsen,
Yansan sen de aşkımla mum gibi erisen,
Tepeleri dağları aşsan ah bir gelebilsen
Aylar yıllar geçti sen hala bana dönmedin,
Güzel yüzlü sevdalım,
Yeşil gözlü maralım,
Ayrılmayalım ne olur,
Hep böyle dost kalalım.
Parfüm kokulu gülüm,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!