Anılar debreşti yine,
Çocukluktan arda kalan...
Biten son ümitler,
Geçmişe dairdi hep.
Gerisi boş, kalanı yalan...
Kışın hüküm sürdüğü şu sırada,
Yağmurlu ve buz gibi bir havada,
Ne işim var benim Anakara’da,
Diye kendime sorup duruyorum.
Ankara’da bir yalnız adam!
Bilirim güzeldir Ankara’da yaşam,
Kimine ağam dersin kimine paşam,
Gün geçti iyice yoruldu ayaklar,
Şöyle uzanıp dinlenmeli bu akşam.
moncer
Ankara'ya selam diyen dilber,
Selamın yerine ulaştı bilesin,
Kimi ağlar sevinçten kimi güler,
Bu dünyada sen hep gülesin.
Korkutmasın bizi geçen yıllar
Aşka hasretmiş gönlüm, yaşayınca anladım,
Ne çok kurumuş dilim, susayınca anladım,
İpek gibiymiş saçın, tarayınca anladım,
Anladım ben senin o, sözlerini anladım,
Dinledim uzun uzun, lakin sana kanmadım.
El uzatırım sana, eller birleşir,
Her bakışında bana, gözler eyleşir,
Seven kalpler bir yana, diller söyleşir,
Diyorum ben durmadan, anlıyor musun?
Gülüşünle yüzünde, çiçekler açar,
Ana gibi yar olmaz demiş atalar,
Sevgin senin bin yare bedeldir annem.
Dünyadan göçenler nurlarda yatalar,
Hakkın senin ne yapsak ödenmez annem.
Sen bizlere en güzel sevgiyi verdin,
Armut dalda sararmış,
Güneş görmüş kızarmış,
Bir dilimcik ısırdım,
Harika tadı varmış.
Armut dalda asılsın,
Gözlerine aldanıp, alev alev yanmıştım,
Sözlerine inanıp, durduk yere kanmıştım,
Öyle gittin ki benden, daha dönmez sanmıştım,
Artık seni sevemem, gitmese de hoşuna,
Dönme yeter istemem, yalvarma hiç boşuna.
Gel diyorsun ya bana,
Uzaktayım gelemem,
Açan gönül bahçende,
Güllerini deremem.
Irmak olup akarsın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!