Mustafa Öncer Şiirleri - Şair Mustafa Öncer

Mustafa Öncer

Bir lahza görseydim eğer yüzünü
Dünyalara değişmezdim o anı
Yakar kavurur eritirdin özümü
Arzuyla öptükçe dudaklarını

moncer

Devamını Oku
Mustafa Öncer

İnsanın bekleyeni olmalı hayatta,
Kavuştuğunda öpüp koklayacak,
Bir de özleyeni olmalı insanın,
Sarıldığında hasret son bulacak.

Baktıkça gözlerine huzur bulmalı,

Devamını Oku
Mustafa Öncer

Geceye şiir düştü gönlüme sen
Ne çok sevdiğimi bir bilebilsen
Özledim ben de deyip gelebilsen
Dünyalar benim olurdu birtanem

Geceler boyu coşup güldüğümüz

Devamını Oku
Mustafa Öncer

Sensizliğe koymadım ben hiç limit,
Sofrada zeytin, peynir, çay ve simit,
Geçerken uğrarsın diye bir ümit,
Her zaman Gönlümün kapısı açık.

moncer

Devamını Oku
Mustafa Öncer

Benli bir sevgiye dair
Bir ümit kırıntısı olsaydı eğer içimde,
Gecenin sensizliğinde
Derin ve koyu sessizliğinde
Işıl ışıl parlayan gökyüzünden
Bir bir toplardım yıldızları çiçek yerine

Devamını Oku
Mustafa Öncer

Bir ümit var içimde, yakında geleceksin
Mahzun durgun biçimde, içinden seveceksin
Beni her gördüğünde, sessizce güleceksin
Sensiz ömür bitmesin, birlikte yol alalım,
Neşemiz hiç gitmesin, biz hep mutlu kalalım.

Devamını Oku
Mustafa Öncer

Bir yıl dönümü daha; sağlıkla, sevgiyle ve aşkla...
Hatırlıyor musun sevgili?
Göz göze bakışmalarımızın uzaktan,
Yakınlaşıp sözcüklere döküldüğü o AN'ı.

Bir bayram günü, kaş göz işveleriyle anlaşarak,

Devamını Oku
Mustafa Öncer

Her zaman olduğu gibi yine acelecilik yaptım ve sabahın yedisinde feribota bindim. İninceye kadar iki saat yolum var. Biraz kestirsem iyi olur da ne kadar uykusuz olursam olayım uyuyamam ki. Yanıma kitap almayı da aklıma getiremedim. İnternetten kitap ya da gazete okumak veya sosyal sanal alemde dolaşmak için de paketim bitmiş. Yenilenmesi için sadece bir günüm var. Bu nedenle ek paket almak da gereksiz gibi geldi. En iyisi yazmak. Allahtan telefonumun şarjı dolu. Gittiğim yerde boşalırsa doldururum yine.
Yazayım da ne yazayım. Bir konu lazım. Derken feribot hareket etti. Denizin içinde hareket halindeki gemilerin ışıklarının oluşturduğu yakamoz harika. Hava hala karanlık. Kıyıdan ayrılırken İstanbul'a doğru baktım da ışıl ışıl. Uzaktan Sultanahmet camiinin altı minaresiyle birlikte o muhteşem hali görünüyor. Atalarımız ne miraslar bırakmış bize giderken geride. Bizim torunlarımız da bizim bıraktığımız mirasla gurur duyarlar mı acaba...
Bu arada gemi ilerliyor yavaş yavaş karanlıkların arasında. Uzaktan bir adanın ışıkları görünüyor denizin ortasında karanlıklar içinde parlayarak. Gökyüzüne doğru baktığımda seher vaktinin alacalı aydınlığı görünüyor. Belli ki hava kapalı. Bulutlar güneşin günü aydınlatmasına engel oluyor sanki. Ortam karanlıktan alaca karanlığa doğru evriliyor yavaş yavaş.
Allah'tan gemimin sol ön kenarında pencerenin yanında oturuyorum da dışarıyı seyrediyorum kafamı kaldırıp telefondan ara ara. Üçlü koltuktayım ve yanımdaki iki koltuk da boş. Bu da her zaman nasip olmayan güzel bir şans.
İki geminin ışıkları yansıyor tam ufuk çizgisinde. Aklıma ortaokulda coğrafya dersinde dünyanın yuvarlaklığını anlatmak için verilen örnek geliyor. Ufukta bize doğru gelen gemimin önce direkleri sonra gövdesi görülür.
Bu arada ortam yavaş yavaş aydınlanıyor. Deniz sakin. Gemi ağır ağır yol alıyor. Birden ... diye devam eder ya romanlarda içinizi ürperten kelimeler. Yok çok şükür biz hala sakin ilerliyoruz.

Devamını Oku
Mustafa Öncer

Taş üstünde uyur kedi
Durma orada kalk hadi
Üşütürsün sonra dedi
Ona şefkatli bir yürek

Kedi oralı olmadı

Devamını Oku
Mustafa Öncer

Gonca gülümdün bir zamanlar koklamaya kıyamadığım
Şimdi açıldın saçıldın serpildin tüm güzelliğinle
Dokunsam dökülecek taç yaprakların birer birer
Yine dokunamıyorum sana
Bu sefer kıyamadığımdan değil
Düşen yapraklarını yerine koyamadığımdan

Devamını Oku