Sokaklar nasıl unutabilir tragedyasını
karanlığında bildiriler yakılan,
yaprak incesi, gül tutkunu
partizan gencin öldürüldüğü günü.
Sokaklar tanık yıldız göçüne,
teneke saksılarda boy veren begonya
Bozkır ayazı kesiyor
güllerin çığlığında
acılardan biriktirdiğin
güneyli yüzünü.
Beyaz badanalı evlerin
ateşini korlaştırdığı
Bahar ilk adımında,
Mayısa giriyoruz,
yüreğimiz titriyor
yükselen ateşli
çiçek kokularından.
Bak şu solungaçlarımdır
Masanın üzerindeki şeffaf
Geceki fırtınalardan kalma
Vurgun yemiş dip akıntında
İlle de yüzmek ister akyalar
Derin oyluklarından gündüze
Hangi akşam karartmış tunç yüzünü?
hangi dağ uçurumunda kalmış sesin?
geçmişi bir çırpıda dökebilir misin göğsünden
sakızını akıtan yaralı çitlembik gibi.
Ay yükseldi daldı buluta, gece büyüdü,
Hep kaçarken tanıdım seni
Bir yanılgıdan başka bir menzile
Hangi dağın yanlışısın sen
Hangi uçurumun dokunulmazı
Dağlar
yalnızlığın pusularındayken
sesi boğulmak istenirken uzun ırmakların,
görebilseydin delişmen yanımda
çatal dilli zulmün engereğini.
Çöller sustu ben durdum,
yanı başıma sokuldun,
tunçtan heykeller döktük
öpüşlerinin tadında rüzgara.
Bir ben sığdıramadım kendimi
seninle aynı kalıba yan yana.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!