...
Peygamber nefesiyle, O’nun sesiyle, O’nun vesilesiyle çıktı yola
Ecdadı baş koymuştu bu yola
Can vermişti Eyüp El Ensâri, gönül vermişti niceleri
O’nun uğrunda, bir hedef uğrunda
Asırlar önce yapılan bir iltifât uğrunda
üşüyerek ter döken fikirlerim var benim
buz kesmiş, ama yürek ısıtan
titrek, ama dosdoğru
yalnız, ama yanlışa bulaşmamış..
serinletirdi yağmurları şehrimin sînemi
kaybedilmemiş zamanlardı.
ve kaydedilmemiş sözlerim vardı
dile gelmezdi her söz, yazılmazdı..
Bahar akşamlarında açar, yalnızlık çiçeği
Bir ıtır dağılır semâya
Bir yanım, sonsuzlukla yıkanmış pervâsız bir soluk
Bir yanım, sevdâya bulanmış karanlık bir hülyâ
Şefkatin kıyısına vurmuş dalgalar
Gözlerine düşler saplanacak
Yüreğine biriktireceksin kimsesizliğini gecenin
Sonra yalnızlık kanayacak kesik damarlarından
Sen gidişinle güleceksin sonsuzluğuna kederin,
Gülüşün gözyaşlarına mihmandar olacak
Yine gitmek vakti bu şehirden
Bu gece yolculuk var
Bir yalnızlıktan, diğer yalnızlığa..
Kaparsın yine gözlerini Karaman’da, Konya ovasında
Sonra bir maviliğe açarsın,
Orada, yolun sonundaydın
Rüzgârlar esti, kum taneleri vurdu göz bebeklerime
Tam karşımdaydın. Sessizdin, berraktın
Fakat uzaktın, çok uzak, dokunamadım.
Otobüs camında beliren kamer,
Dolunaya çok yakın ve aydınlık
Gündüz gibi bir gece, lâkin güneşsiz
Gurbet de öyle değil midir?
Yaşarsın, fakat ‘güneşsiz gündüz’ gibi..
yalnızlığım da güzel, hüznüm de
aldanmışlığım da güzel adanmışlığım da
bıkmışlığım da güzel, yorgunluğum da..
bilmiyorlar ama,
anlatmayışım da güzel..
O kadar mâsum olma
Kan tutar hayâllerini,
Bir boğaz serinliği kaçırır uykunu,
soğutur gecelerini
O kadar yalnız olma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!