Bundan on beş yıl kadar evvel di
Bir fasıl ki, hayâli bile pek güzeldi
Sırtımızı verip yalçın kayalıklara
Oturmuştuk bakarak o yeşil sulara
Îman ve vatan kokulu sohbetimiz
Diyarbakır, ah! kanlı Diyarbakır
Bir elinde mavzer birinde satır
Doğruyorsun vatanın evladını
Hissetmeden sinende zerre hatır
Bir yaprak daha bak,koptu dalindan
Sen gidince solar yapraklar
Canı çekilir beldenin
Sen gidince sineleri hüzün kaplar
Feri çekilir gözlerin
......
Sen olmadan kıymeti yok
Eğri- doğru seçemedim
Derin sular geçemedim
Aşk bâdesin içemedim
Tüm sözlerim gamdır benim.
Yüce dağlar aşamadım
Ezelden akar, yol boyunca zaman
İçinde ayrılır sap ile saman
Gün gelir görünür yahşiyle yaman
Kim âlim, kim zâlim bilinir elbet
...
Acele etme sen hüküm verende
Hatırlar mısın?
Soğuk tu şehirler
Selam bile ürkütürdü insanları
Fâtihaya muhtaç nice kabirler
Özlem yutkunurdu mezarları
Dile gelse haykıracak gökler
Öylesine aranır kimi dostlar
Cândan bir dost sesi kalbe şifâ diye,
Kucaklamadan,sarılmadan
Ten-tene, el ele değmez çoğu zaman
Mesâfeler Korunur,
uzaktan uzağa sevilir
Durmaz akar, gözümden hazîn yaşlar
Uyur Erzurum'da, yiğit dadaşlar
Görmez bağrında yetişen kâmeti
Ve her soysuzu ayakta alkışlar
Sen ki, tüm varlığınla hep hak derdin
Hepimiz yolcuyuz fâni dünyâda
Gelen gider, kimse kalıcı değil.
Evlâd-ü iyâl, mal kalır arkada
Hiçbiri seninle gidici değil.
Gel şu varlık ile aklını bozma
Böyle giderse bu necîp milletin
Silinir kalbinden ismi hılletin
Bunca vahşetle cemiyyet yaşar mı
Susmakla gelir mi sonu zilletin
Her yanda âh-u enîni yetîmin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!