Güneşe benzer sırma saçların,
Yaydan esnek kalem kaşların,
Doğayı süsler Ela Gözlerin,
Çiçekler içinde teksin papatya.
Enginler kadar yüreğin var,
Bakarmısın şu insanların edasına,
Ne ar kalmış yüzünde nede haya,
Her köşe başında ayrı bir zina,
Edep nedir? Bilenlermi? var.
Kimsesizler sokakta açlıktan ağlarken,
Ben kainat üstünde dünyayım,
Akan nehirler içinde deryayım,
Aşk için doğmuşum kara sevdayım,
İki kapılı han, dar gelir bana,
Sığmaz benliğim hiçbir yana,
Şu kapıdan çıkıp gitsem,
Cefasıda sefası kadar güzel,
Sevdası kusursuz rabbim,
Aşkının atesini düşür gönlüme,
Dumanım yedi kat arş-a yükselsin,
Öyle bir yanayımki uğrunda,
Dağdan dağa savrulsun küllerim.
Dünya hayatını tarumar ederse,
Kalem kaderini zalimce çizerse,
Güzel sevdiğin terkedip giderse,
Ölümüne seven gönül neylesin.
Hırçın dağlar sana yol vermiyorsa,
Kapkaranlık bir gece,
Issız soğuk bir ada,
Çok kalabalık etrafım,
Yılanlar, akrepler, çıyanlarla dolu
Belli değil kimin vurduğu,
Döşümde sızı sırtımda acı,
Mertlik ölmüş kavgada bıçak çıkıyor,
Esrarengiz gecede kanlar akıyor,
Silahlı eşkiya adalet satıyor,
Cinayetler deryası güzel Türkiyem.
Hırsız gecede yüzlerce dükkan soyar,
Mahsun bir gecenin sessiz vaktinde,
Uzanıp başımı koysam dizine,
Bakarken güller açan cemaline,
En güzel düşlere dalmak isterdim.
İpek tüylü saçlarını tararken,
Hava bu akşam yine matemli,
Göz yaşı döküyor birer birer,
Sanki bana ağlıyor bugün gökler,
Dalmışım karanlık sokaklara,
Usulca yürüyorum bakmadan arkama,
Bilmiyorum nere gidiyorumki,
Nereden geldik nereye gidiyoruz?
Neden doğduk niçin yaşıyoruz?
Nedir bu cihanda gayemiz?
Nasıl var olduk biz kimiz?
Yaşamak nefestenmi ibaret sadece,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!