Murat Uz 2 Şiirleri - Şair Murat Uz 2

yıldızlara, fallara suç atmasın kimse.
tüm kabahat senin...
yedi milyar insanla baş başasın şimdilerde.
kaçının umurundadır,
eve yorgun gelişlerin.
kırılan tırnağından öpmek isteyenler olurmu?

sen bana günaydın dersen,
güneş perdelere kafa tutup odama bırakır sarısını,
köşedeki pastaneden sıcak simit kokusu yayılır sokağa,
ağaçtan düşmeye meyilli yapraklar,
bir süre daha kalalım ne çıkar sanki der gibi dururlar yerlerinde.
bana günaydın dersen,

saat sıfır iki elli sekiz.
ilham kaynağım,
güzel dişler ve bir çift dudak.
aklımda dağ gibi bir kadın.
yirmi dokuzunda dünyaya rest çekmiş.
aşktan bir o kadar uzak.

sakallarım gidişiyor.
rüzgarla vals eden, yeşilden sarıya çalmış sazlıklar gibi.
şöyle güzel bir el değmeyeli sakalıma,
bin yıl oldumu sahi?
bileğin iç tarafından öpmek diye bir eylem var,
her koşulda geçerli bir eylem,

kimi kez bir direnisin lideri olsam da,
cogu kez yenik dusuyorum,
kenarlari cekik
bir cift efsunlu goze.
dun gece yarisi yine teslim oldum.
iyi davrandilar yalan yok.

bir sene kırk altı gün sonra bir fotoğraf daha koydun.
her gün,
allahın her günü bakmaktan erinmedim de,
şu hiç bir şey diyememeler yorucu.
mercan rengi bir elbise,
ki ben mercanı bir cümlede renk olarak ilk defa

baska kadinlara yazdigima bakma.
yeniden cinsiyet yukluyorum bos vucutlara.
elini burkunca dis agrisini unutmak gibi bir sey vardir hani, gelmistir basina.
guzel suratlar, dolgun kalcalar, esmer tenler koalisyon kuruyor dusurmek icin hayalini.
izin veriyorum oylesine.
sonunu bilerek izlenen film misali.

bu sana son şiirim.
yani umarim...
neden biliyor musun?
evini şehrime taşıyan birine on iki siir yazdım.
dunyanin bir adaleti yok
ama edebiyatin olmali...

afilli çakmaklara karşı kibritlerin tarafındaydım.
poşet çaya karşı oraletin.
ille de sarışınlara karşı esmerlerin.
kolye hizası iki benin verdiği hazzı bulamadım dekoltelerde,
en cüretkar ya da en derin...
bulamadım bir göz süzüşünle içimde kırlangıç sürüsü uçurmalarını.

gitmek en doğal hakkın.
benim ilgi alanım gelişlerin.
gecenin bir körü, şuan yağmuru kokluyor mudur diye aklıma düşüşlerin.
demini almış iki ruhun en olgun çağında, araya gizlice sızmış genç kız gülüşlerin.
vazgeçilmesi olanaksız, kamyon yükü mecburiyetlerimize rağmen düşlerin.
senin küba hayallerin.