Terk etti diyerek oturup ağlıyorsan
Resimlerle konuşup hep anıyorsan
Bel ki bir daha dönecek sanıyorsan
Boşuna bekliyorsun, başın sağ olsun.
Unutma, bitmez yalanlarındı ayıran
Karanlıkta yaşadım, ışığını vermedin.
Mutlumusun bilmedim, hissettirmedin.
Ağlarken silmedin, benim ile gülmedin
Biliyorum; sen beni, aşk ile sevemedin.
İçimi anlamadın, anlamakta istemedin
Söylediğim her söz, sana aşkımsa
Gözlerim seni arayıp, seni sorarsa
Her zil çalışında, ellerim uzanırsa
Daha ne anlatayım? Utanıyorum...
Deli dolu bu gönül bir çağlayansa
Deprem vurdu, sürgü çekti kapıma.
Kafeste çaresiz, kuşlar gibiyim.
Yalnızca diyorlar, bana ağlama...
Nasıl ağlamayayım? Evladım gitti..!
Çiçeği burnunda, bir taze gömdüm.
Denizlerden, semaya açılan yerde,
Derinlerinden tarihin, perde perde
Yedi iklimden esen her yel de,
Benim, cennet Türkiye’m var...
Asya da, Avrupa da, Arap iller de,
Kabir taşım olsun, siyah yazsınlar
Şu kısacık ömürde, gülemedim ben
Ne olur? Mezarımı, taşa kazsınlar
Gül gülistan içinde, ölemedim ben...
Bir kez olsun, adımı her yıl ansınlar
Düşünceyle arkadaş olduk.
Eh… iyi de anlaşıyoruz.
Birçok konu var amma,
Her gün seni konuşuyoruz.
Senin söylediklerini,
Sıcacık bakan gözlerini,
Sevgi; damla damla, göl oluyorken.
Bülbüller; güllere, aşkı okurken.
Yıllar; ömrümüze, kefen dokurken.
Benim ile kendini, düşündün mü hiç?
Başımızda; siyahlar, beyaz olurken.
Kaybolan yıllar dokunsam ağlayacak
Bir beyaz mendil ucunda çağlayacak
Dile gelseydi, bilmem neler sayacak
Gün dolmak üzere artık, elveda size.
Yad ettiğim ne varsa bir hayal şimdi
Kışımı bahara sardı sessizce
Geceyi gündüze beleyiverdi,
Kambur yıllarımı çöpe attırdı
Yeniden bir ömür, erik çiçeği.
Yaratandan, pembe beyazlık
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!