Türkü severiz bizler,
Ağıtlarla doğar bebeler.
Mayalarla belenirler.
Ve türkü ile beslenirler.
Bağlamayla ekilir toprak,
Yine kaç gündür görmedim seni,
Üstelik duyurmuyorsun bile sesini
Aklına gelir de merak edersen beni;
Neler ettiğine bak, ne diyeceksin?
Bilemedim aşkının emanet olduğunu
Gördüğüm her sokağın girişine
Yollarımda, evlerin en tepesine
Kaldırım taşlarının, her birisine
Adını yazmak isterdim gülüm...
Yağmur yağarken, her zerresine
Kesin söyleme düşün, bir gün pişman olursan.
O kadar da güzelsin, sonra çabuk solarsan.
Renk kalmamış yüzümde, bir gün beni ararsan.
Kaldığım meyhaneden sor, ayrılığın zehrini.
Misafir etme, ola ki, bir gün gelirsem kapına.
Ben bu kadar çaresiz olmadım,
Hiç bu kadar çokça yanmadım,
Gönlüme böylesine kanmadım.
Ne yaptın bana, anlayamadım?
Paraya, mala dönüp bakmadım,
Yaratana sığınıp, vuran gürzlerin.
Sancağı elinde, şehit olan erlerin;
Kopmuş kolla savaşan gazilerin,
Bayrağı taç etmiş, torunlarıyız...
Kürek, kazma, tek tüfekli ellerin,
Ey bedenim ne çok yorgunsun;
Kendini sırtında mı taşıyorsun?
Usanıp, bıkmadan koşuyorsun
Dünya’yı sığdırdın mı cebine? ..
Bir gün ummana kanat çırpmaya
Kucaklayıp geceyi; oturttum karşıma,
Ömrümce olanları hece hece anlattım.
İçimde ne varsa, ne gelmişse başıma.
O da kaçtı yazık, dayanamadı sabaha.
Yıllar kızdı bana, ak düşürdü saçıma
Sevgiyle güzeldi her şey...
Aşkla güzeldi...
O coşku içinde;
Eser, sallanır...
Sarhoş naralarında...
Fırtınalar durulurdu,
Gözlerini süzüşünü,
İşve ile gülüşünü,
Hoyratça öpüşünü,
Nasıl unutacağım?
Kaçamak bakışını,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!