artık vazgeç kayıp kelimelerden.
çalıntı cümleler kurmasana.
sözün sükut olduğu harmana,
bir tas su dök nasırlı ellerden.
kahır çekmeden hayatın anlamı mı var.
çekiver yollarımdan hasret fırtınalarını
zaten uçurumun önünde kalmışım
estirme bu kötü fırtınayı da
çaresizliğe düşüp
seni kaybetmeyeyim.
güneşim, yeniden doğ sabahlarıma;
Hiç beklenmedik rüzgâr gibi,
Esiyor içerimde yalnızlık.
Kaçıyorum kendimden, esirliğim senden.
Neden kaçıyorum?
Sebebim?
Bana anlatmaya doyamadığın sevgin,
Karanlık bir geceden çıkmışçasına sessiz.
Bir çiçeğin ruhunu delercesine yaydığı koku gibi.
Dikenli tellerle çevrilmiş
Bir gökyüzü gibi duygularım.
Başlıyor işte...
...
Hiç önemli değil gülüm,
Sen kalbini al gel yeter ki!
Bir gülümseyişle yeniden doğarız.
Geçmiş olsa da nice seneler;
Hayalleri kaldığı yerden kurup,
...
hep kendine sevecen bir bana küs,
şu yol göstermez kaderim.
denizin en dibine, taa kalbine,
saklasam da bulunmasa kederim.
...
Değişiyorum.
Zaman rüzgarıyla dönüyorum.
Bildik tüm gevezelikler suskun.
Saatlerim hep geçmişe endeksli.
Ne zaman ağlamayı düşünsem,
Güzel bir ilkbahar sabahı aldık
O acı haberi.
Soframızda leziz gözlemeler,
Zeytin, peynir, sucuklu yumurta,
Boynu bükük kaldı bizim gibi.
sazsız sözsüz bir avuntuyum.
teninde güneş yanığı,
yüzündeki durgunluk,
sesindeki sessizliğim.
dikenli telim gül için.
Çocukluktan kalmadır bende.
İlk önce bilyelerimi kaybedilince başladı.
Gözlerim yaşlı eve gittiğimde,
Sorulan sorulara cevabımdı;
HİÇ!



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!