Tüm hafta boyunca aynı salıncakta,
Bir ileri bir geri sallandım.
Yine aynı rüzgar vardı güneşle beraber.
Sararmış ot toplulukları arasında.
Bahçeyi aynı adımlarla geçtim.
Durmadan, dünyalar kadar sevmekten bahsediyordu şair.
Aşk yangınından ne kadar da habersizdi oysa.
Pusuya yatmış sinsiliklerden bi haber seviyordu.
Hep diyordu: “ Sevgili uzanıp elimi tutsa.
...Nefesim onun yanı başında can çekişse;
Elleri son günde gözlerimi kapatsa…”
gökyüzünü izledim geceler boyu.
yıldızlar sanki birer fenerdi.
hepsi birbirinden alımlı,
hepsi en az senin kadar güzeldi.
yedi iklimin nadide çiçeği,günaydın...
Bilmiyorum hangi rıhtımın,  
Hangi beyhude gemisindesin.
Ömür yangını bir şehrin,
Hangi sabahçı kahvesindesin.
Şimdi, bana uzak o şehrin,
hayalin gözlerime oldu bulut.
unutmak mümkünse önce sen unut.
bu gönle isminle binlerce umut,
ektiğimi bilmez misin!
gözlerin bilmem hangi şehrin gecesi.
dışarda karla karışık rüzgar esiyor.
ben aynı yalnızlıkla dünü özlüyorum.
kimse gözükmüyor buğulu penceremden.
o pencerelere büyülü isimler yazıyorum.
en çok güneşin doğuşuna hasretliğim.
...
Tesbih çekemeyen adamız lakin
Zaman mekan gözetmeksizin
İtinayla acı çekiyoruz.
İnsan en güzel hayalinde bile kederliyse
Gerisini boşver be kardeş
bir şehir ki İstanbul.
güzelliği büyür de büyür sinemde.
her şeyine sevgi doluyum,
bir ayrıdır yeri güzel ülkemde.
karşılıksız sevgidir bendeki,
sazsız sözsüz bir avuntuyum.
teninde güneş yanığı,
yüzündeki durgunluk,
sesindeki sessizliğim.
dikenli telim gül için.
söyle! 
kimden koptun da böyle ansızın,
ve böyle hırçın vuruyor dalgaların kıyılarıma.
akşamı sabaha katarak ömür tüketenim:Yarim.
o suskun gözlerin, yüzün...
hangi hummalı telaşın mağrur efendisi.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!