Her defasında ölürüm
Seni tanıdığım o şehirde.
Her defasında
Hançerini saplar yüreğime,
Yürüdüğümüz yollar.
Her defasında ölürüm o şehirde.
Gece bu saat oldu
Gözümde uykudan eser yok.
Önümde kağıtlar, elimde kalem…
Yazıyorum, yazıyorum
Olmuyor, baştan bir daha
Bir daha, bir daha yazıyorum.
Ve kadın gitti şehirden
Adamın ruhunda derin izler bırakarak
Sessiz sedasız gitti...
Ve adam ıssızlaştı yavaş yavaş
Ruhunda kadından izler kaldı
Gözlerinde kadının silüeti
Şu hasta halimle
Azrail’in bile almaya kıyamadığı canımı,
Bir hoşçakalı bile
Çok gördüğün o gün aldın benden.
Ama olsun…
Ben,
Ne güzel olurdu şimdi
Binip bir trene gitmek...
İndiğim durakta beni karşılaman
Sonrayı beklemeden, hemen orada
Kimseye aldırmadan sarmak seni...
Ve seni sararken,
Şizofreni bir sevdayla sevdim seni.
Kim sorarsa-nasılsın-diye, cevap hep aynı: benn, iyiyiz.
Hep tek kişilikti odam, tek kişilikti masam,
Ama hep ikimiz girdik o kapıdan içeri,
Hep iki tabak, iki bardak koydum masaya.
içimde, taa derinimdesin, ama yoksun yanımda.
Bir yola çıkmıştım seninle.
Sen varsın diye gözüm kapalı yürüdüm.
Ne fırtınalara aldırdım,
Nede önüme çıkan engellerde yıldım.
Sadece yürüdüm, Sen varsın diye.
Şimdi gözümü açtığımda
Bak anne;
Yine kan revan içindeyim.
Ellerimde onun son dokunuşunun izi var,
Avuçlarımda durur hala sıcaklığı.
Yüreğimde açtığı yaralar…
Yüreğimde aşk acısı…
Meleğim,
sen hiç üzülme, olur mu?
Boş ver, beni de düşünme.
Yeter ki sen mutlu ol.
Hani sen demiştin ya, giderken,
Zamanla unutursun
Benim adım yalnızlık.
Çekip gidiyorum buralardan.
Anladım artık,
Yer yok bana bu sessiz kalabalıkta.
En iyisi, baş başa kalmak kendimle…
Bazen, sessiz bir gecede bulurum kendimi,
Bazen ıssız bir çölde,
Bazen de yalnız başına ağlayan kadının gözyaşında...
Ne ben durabilirim kalabalıkta,
Nede o barındırır beni yanında.
Yan yana olsak ta,
Biz iki zıt kutuplarız aslında.
Onun adı kalabalık,
Benim adım yalnızlık nede olsa...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!