Mürebbe
Yoxdusa alemde hemdem, hemdemin olsun qemin,
Bir bele qem gezdiren qelbe haray salsın qemin,
Qelbe qem çalsın zefer, qelbe zefer çalsın qemin,
Qoyma ki, gözden süzülsün, qelbde qalsın qemin.
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Devamını Oku
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Âlemde bir dostun, gönüldaşın yoksa eğer, gam senin dostun olur. Böyle bir gam taşıyan bağırarak, inleyerek salsın gönül gamını. Dostu olmayan gönlün hâkimi gamdır. Sakın bırakma, gönlünde kalsın gamın. Gözyaşı olup gözlerinden süzülmesin.
…
“Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım Bâd-ı sabadan gayrı”
……………………………………………….Fuzûlî......
Telmihle bana Fuzuli’nin öncelikle yukardaki beyitini hatırlattı ilk kıta.
Nerdeyse özü aynı. Fuzuli de yalnızlığından müştekidir. Yalnız olduğu için, kapısını kimse açmadığı için, sabah rüzgârlıyla dost olmak zorunda kaldığı için şikâyet eder halinden. Derdini, kederini, yalnızlığını dile getirir gazelinde.
Diğer kıtalarda da öz aynı olmasına rağmen söyleyiş farklı. Mecazlı ve tevriyeli söyleyişler de yer almış dizelerde.
Mademki gamın var, bir kenara koydum deme. Bırak zamana zaman söylesin. Belki zaman çaresi olur.
Yok efendim, sen gamını bir demlenmeye koy, iyice bir demlensin hele… Bak neler söyler sana.
Hem yanıp yakılmalarımı, ateşimi; hem de derdimi benim gamım söylesin size. Çünkü benim ateşten titremelerimin sebebi gamımdır. Farkı yok benim titremelerimin zilden, zilin titreyişlerinden. Hummaya tutulmuş gibi titreyişimin sebebini, her şeyi gamım dile getirsin.
Bırakma, izin verme ki, gözyaşı olup gözlerden süzülmesin. Gamın, kendi mekânında kalsın, kendi içinde ağlasın.
Senin gamın sende kalsın. Başkalarını yakmasın.
Şaire için için kan ağladığını, dertleriyle hemhal olduğunu, adeta onlarla bütünleştiğini, onlara alıştığını ve yaşayamayacağını dile getiriyor.
Tam bir divan tarzı. Divan şairlerinin her daim istedikleri duyguları, özü, işledikleri konuyu işlemiş bu güzel murabbasında.
Uyakları, redifleri ve vezniyle eski Türk edebiyatı veya klasik edebiyat dediğimiz edebiyatın şiirini, nazım türünün özellikleriyle çok güzel yansıtmış.
Kalemin gücünü, şiir bilgisini, edebiyat sevgisini ve özellikle de şiir yazma yeteneğini, çağımızın modern eşyalarının “beyaz eşya” tabir edilen elektronik ev eşyalarının çalışma ahenginden almış olmalı, şaire. Deve yürüyüşünün modernize edilmiş armonisinin varlığını çok iyi yakalamış şiirinde.
Bilgi ile duygunun, eski ile yeninin, özellikle de günümüze süzülüp gelen klasiğin başarılı bir şekilde devam ettirilmesi, iyi bir eğitimin ve hatta öğretmenin mahsulü olsa gerek.
Kaleminin mürekkebi hiç tükenmesin.
Dostça ve sağlıcakla kalın.
Not: Yine bazı kelimelerin anlamlarını vermeyi unutmuşsunuz. Hem Azeri, hem Farsça, hem Arapça bazı kelimelerin anlamlarını yazsaydınız çok iyi olurdu.
Herkes sizin gibi edebiyatçı değil ki…
“GEÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Teprik ederim şairen dost.
Zorda olsa anladım çünkü eski türkce anlamlar bir kaç kere okumak gerekiyor.
Ama duyğulu bir çalışma olmuş
başarılar dilerim.
Bir kaç okudum duyguyu yakalayabilmek için....Ve anladım sanırım.
Tebrik ederim şaire dostum.Emeğine ve yüreğine sağlık.Dertler uzak olsun senden.Sevgilerimle.
anlamak için baya bi uğraştım ama sanırım esas vermek istediğin duyguyu çözdüm...kutlarım çok güzel bir çalışma
Bu şiir ile ilgili 54 tane yorum bulunmakta