Sevdan ile mecnun eyledin beni,
Şu garip gönlümü köze çevirdin.
Nereden tanıdım ve sevdim seni,
Bütün baharımı güze çevirdin.
Bir bakışla yaktın sinemi benim,
Kırk alp ile kırk bin asker
Vuran Kürşad, kıran Kürşad
Çinin çetin ordusuna
Korkusuzca giren Kürşad
Pusatı durmaz kınında
Çakal sofrasında tek başına Kurt
Mertçe, namertlere hesap soruyor
Kurdun bastığı yer elbet olur Yurt
Kurt ki korkusuzca mertçe duruyor
Kurtların yurdu var bir Anadolu
Sazıma dargınım çalmam gayrı hiç,
Sazım bana küstü, söz bana küstü.
Her sözü üstüme almam gayrı hiç,
Sözüm bana küstü, öz bana küstü.
Mızrabı vurdukça sazım teline,
Dün akşam ağırladım hüzün dolu hüzünü,
Görmek nasip olur mu ey sevdiğim yüzünü.
Dün akşam efkar dolu hüzünlü, kederliydim,
Senden uzakta yârim, daima çileliydim.
Haklı olan konuşsun doğruluktan yılmasın
Yalanın, riyanın yolu, yoldaşı olmasın
Haksız üste çıkacak budur bütün emeli
Yalana yaslamayın en derun-i temeli
At meydandan çekilmez meydan atın meydanı
Hayatım boyunca ben suda gördüm saydamı
Madem ki makama bunca düşkünsün
O halde o makam mezarın olsun
Ne kadar ahmaksın nice şaşkınsın
Akıl üstü bilgi pazarın olsun
Haklıya sus payı vermek ne demek
Makamın şöhretin olmuş kölesi
Sonra da insanlık demi vuruyor
Bitmemiş bir kere yalan hilesi
Beynamaz hocaya saygı duruyor
Kalmamış saygısı insan olana
Tahtına kurulmuş makam delisi
Asıyor kesiyor hüküm sürüyor
Mazluma garibe çıkar hep sesi
Kendini seçeni hakir görüyor
Hiç akıl almıyor neydi amacı
Milletten oy alıp boylu boyuna
Sonra da milleti soyan utansın
Zehiri katıp ta halkın suyuna
Enayi yerine koyan utansın
Hak hukuk dersini verip meydan da
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!