Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri! 
Sadece, beyni zonk zonk sızlayanlardan biri!
Bakmayın tozduğuma meşhur Bâbıâlide!
Bulmuşum rahatımı ben de bir tesellide.
Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası!
Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası?
Evet, kafam çatlıyor, gûya ulvî hastalık;
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




"Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi?
Yetiş, yetiş, hey sonsuz varlık muhasebesi?"
USTA ŞAİRE ALLAH TAN RAHMET DİLERİM.
Şiir l947 yılında yazılmış.Yıl ikibinonbir.64 yıl geçmiş aradan.Yarım asırdan fazla bir süre.Toplumda ne değişmiş.Olumlu hiç bir şey.Her şey kötüye gitmiş.İnanç.iman,örf,vatan,millet,milliyetçilik,Bizi biz yapan değerler ne yazık ki şiirlerde kalmış.Kitapları okunmaz olmuş.Bu gençlik,bu değerlerden bi haber gençlik.Nereye götürür ülkeyi,ne kadar götürür,nerede bırakır kaçar belli değil.Kimse kimseye güven vermez,kimse kimseye güven duymaz olmuş.Bir başıboşlar grubu türemiş.Değeri yok,değerden bilmezler güruhu.İlim yok irfan yok edep yok terbiye yok.Yok oğlu yok.İyi bir şey yok.Üstad bunların olacağını görmüş de kaleme almış sanki bu şiiri.Üstad daha beteri var bu gün.Allahım daha beterinden korusun bu milleti.Türk Milleti sözcüğünü telaffuz edemeyenler türedi.Ülkenin geri kalmışlığını ataistlerin azlığına bağlayanlar var.Üstelik tahsilli bunlar.Allahım bu ülkeyi bu hastalıklı insanlardan koru.ÜSTAD GİBİ İLERİYİ İYİ GÖREN İYİ İNSANLARLA DOLDUR ÜLKEYİ ALLAH'IM-Av..İdris Ak
Dışımda bir dünya var, zıpzıp gibi küçülen,
eğer bizde gerçekbir 'MUHASEBE' yapabilirsek üstadın gayesi amacına ulaşacaktır. Allah taksiratını affetsin daimi mekanı cennet olsun
bu şiiri ilk duyduğumda gerçekten çok sarsmıştı ve hayran kalmıştım... ustaya saygılarımla ..rahmetle
Ruhaniyet mimarimizden cok anlamli bir siirdir. Allah rahmet eylesin. Mekani cennet olsun.
Tek kelime ile muhteşem
senki
seni var edenin
ve seni varetme nedeni olan
kainatın efendisinin
yolunda gidebildin
bunun için uğraş verdin
ve aradın
başını ensesinden koparacak
genç delikanlıyı
ve aradın
o genç adamı doğuracak anayı
gün doğarken alnın secde yerinde
ve kalbin en sevdiğinin elinde
yürüyorken adım adım ileri
her seferinde engeller çıktı
senki atmadın bir adım geri
attığın her adım damla damla büyüdü
büyüdü BÜYÜK DOĞU
aldı gitti yürüdü
şimdi binlerce genç var sana duacı
hepsininde gönlünde oldun baştacı
ve okudu hepside gençliğe hitabeni
ve hissetti hepside fikir sancını...
Zamanı kokutanlar, işte gerçek mürteci onlar aslında.
Bu şiir ile ilgili 40 tane yorum bulunmakta