MUHAMMED’İ BİLİNÇ
Gözlerimizi kapatırız
ve kalbimizin en sessiz odasında
bir nur belirir
O nur ki, karanlıkların en derinine
gökyüzünden bir damla rahmet gibi iner
Muhammed’i bilinçle anmak
sadece ismini söylemek değil
onun adaletini, merhametini
ve sabrını yüreğe işlemektir
O, suskun taşlara bile söz öğreten
yorgun gönüllere umut eken
bir gül gibi kırılgan ama
bir dağ gibi sarsılmazdı
Her nefeste Emin olmanın vakarını
her adımda Rahmeten lil alemin olmanın
sorumluluğunu taşıdı
Ve biz biliriz ki
onu bilinçle anmak
dilimizde salavat
halimizde ahlak
gönlümüzde ise
bitmeyen bir sevda demektir
Her bölümünde hayatından ahlakından sevgisinden bir damla alacağız
MUHAMMED’İ BİLİNÇ 1
Nur’un İlk Çağrısı
Bir gece
Gökyüzü sessiz
Mekke suskun
Sadece Hira’nın taşları bilir
o adımları
Bir ses
Okumaya çağırır
kalbinden göğe doğru açılan kapıdan
Ve kelam iner
ömür boyu sürecek bir yolculuğun
ilk harfleri gibi
Muhammed’i bilinçle anmak
o ilk Oku emrinde
hayatımızın rehberini görmek
ilmin, hikmetin ve merhametin
aynı yolda yürüdüğünü bilmektir
MUHAMMED’İ BİLİNÇ 2
Emin’in Sessiz Yeminleri
Mekke’nin dar sokaklarında
kimsenin dilinden düşmeyen bir ad vardı
Emin
O, sözünde gökyüzü kadar geniş
emanetinde Kâbe kadar sağlamdı
Hiçbir el, onun elinde titremezdi
hiçbir göz, onun gözünde yalan görmezdi
Muhammed’i bilinçle anmak
güveni sadece sözle değil
yaşantısıyla kurmak demektir
Biliriz ki, güven bir defa kırılırsa
bin dua bile zor onarır
ama onun güveni öyleydi ki
asırlar geçse de sarsılmaz
Biz de biliriz yüreğim
ona benzemek istiyorsak
önce dilimizi, sonra kalbimizi
emin kılmalıyız
MUHAMMED’İ BİLİNÇ 3
Rahmeten lil Alemin
Bir gül gibi açtı dünyaya
dikenine bile merhamet eden bir gül
Kendi açlığını unutup
yetimin karnını doyurdu
Kendi yorgunluğunu saklayıp
yolda kalmışa omuz verdi
Onun sevgisi
sadece insana değil
bir kedinin yavrusuna,
bir devenin susuzluğuna,
bir ağacın gölgesine bile ulaşırdı.
Muhammed’i bilinçle anmak
rahmetin sınırını kaldırmaktır
sevgiyi sadece sevene değil
sevmeyene de götürmektir
Çünkü o,
sadece bir şehre değil,
bütün âlemlere
rahmet olarak gönderildi
MUHAMMED’İ BİLİNÇ
Rahmeten lil Alemin
Bir gül gibi açtı dünyaya,
dikenine bile merhamet eden bir gül
Kendi açlığını unutup
yetimin karnını doyurdu
Kendi yorgunluğunu saklayıp
yolda kalmışa omuz verdi
Onun sevgisi
sadece insana değil
bir kedinin yavrusuna
bir devenin susuzluğuna
bir ağacın gölgesine bile ulaşırdı
Muhammed’i bilinçle anmak
rahmetin sınırını kaldırmaktır
sevgiyi sadece sevene değil
sevmeyene de götürmektir
Çünkü o
sadece bir şehre değil
bütün âlemlere
rahmet olarak gönderildi
sabrın ve affediciliğin nuruyla girelim
MUHAMMED’İ BİLİNÇ 4
Sabır ve Affın Sessiz Zaferi
Onun sabrı
denizin kıyıya vuran her dalgasında
yeniden başlayan bir umut gibiydi
Taşlandığında dua etti
hakarete uğradığında tebessüm etti
Çünkü bilirdi
öfke geçici
affetmek ise ebedidir
Muhammed’i bilinçle anmak
intikamı elinin tersiyle itmek
kalbinin kapısını düşmanına bile aralık bırakmaktır
O, Mekke’ye döndüğünde
yıllarca eziyet edenleri affetti
Ve o gün
en keskin kılıçlar bile
merhamet karşısında sustu
Biliriz yüreğim
affetmek bazen zordur
ama onun yolunda
sabır en büyük güç
af en büyük zaferdir
zengin-fakir güçlü-güçsüz ayırmadan herkes için adalet
Adaletin berrak suyundan içirelim
MUHAMMED’İ BİLİNÇ 5
Adaletin Gölgesinde
Onun adaleti
çölün ortasında serin bir vaha gibiydi
susuzun suya kavuştuğu gibi
herkes onda hakkını bulurdu
Zenginle fakir
güçlüyle zayıf
akrabayla yabancı arasında
tek bir ölçüsü vardı Hakkaniyet
Muhammed’i bilinçle anmak ilk
adaleti sadece dostuna değil
düşmanına da eşit dağıtmaktır
Bir gün
kendi kabilesinden biri suç işlediğinde
cezayı hafifletmek isteyenlere dedi ki
Vallahi kızım Fatıma dahi hırsızlık etse
hakkı yerine getiririm
Biliriz yüreğim
Gerçek adalet
kalbini terazinin kefesine koymaktır
ve o, bunu ömrü boyunca yaptı
MUHAMMED’İ BİLİNÇ 6
Tevazunun En Güzel Hâli
O, peygamberdi
Ama saraylarda değil
mütevazı bir evde yaşadı
Altına taht değil
hurma dallarından bir hasır serildi
Kendi elbisesini yamadı
kendi yemeğini karıştırdı
Bir yetimin saçını okşarken
en yüksek mertebedeydi
ama yine de diz çökerdi onun önünde
Muhammed’i bilinçle anmak
büyüdükçe küçülmesini bölmek
yükseldikçe yere daha sıkı basmaktır
Bir gün biri ona hayranlıkla bakıp titrediğinde
şöyle dedi ve iç çekti
Ben kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum
Ve biz biliriz yüreğim
Tevazu sadece alçakgönüllülük değil
kalbinin yükünü hafifletmenin en güzel yoludur
MUHAMMED’İ BİLİNÇ 7
Emanetin Ağırlığı
O, kendisine uzatılan her emaneti
canı pahasına korurdu
Düşmanı bile ona emanetini bırakmaktan çekinmezdi
çünkü bilirdi ki
o emaneti sahibine eksiksiz teslim ederdi
Muhammed’i bilinçle anmak
emaneti sadece mal mülk değil
insanın sırrını, sevgisini, güvenini de
korumak demektir
Mekke’den Medine’ye hicret ederken
arkasında bıraktığı emanetleri
tek tek sahiplerine ulaştırması için
Hz. Ali’yi görevlendirdi
O an, bir yolculuktan daha büyük bir yolculuktu
Sadakatin yolculuğu
Biliriz yüreğim
Emanete sadakat
güvenin namusudur
Ve o, bu namusu
ömür boyu lekelemedi
MUHAMMED’İ BİLİNÇ 8
Yıllar Süren Mücadelede Kararlılık
O, bir davaya adandı
Yirmi üç yıl boyunca
her taşlanışında her reddedilişinde
yine de Davetimden dönmem dedi
Muhammed’i bilinçle anmak
düşünce rüzgârları sert esse de
yüreğinin direğini kırmamaktır
Boykot yıllarında aç kaldı
ama sözünden dönmedi
Taif’te taşlandı
ama beddua etmedi
Bedir’de, Uhud’da, Hendek’te
hem komutandı hem de en önde savaşandı
Biliriz yüreğim
Kararlılık, sadece ayakta durmak değil
yüreğini her fırtınada yeniden dik tutmaktır
Ve o, fırtınalarla konuşmayı
gökyüzünden öğrendi
Azra Nimet Öner
Kayıt Tarihi : 11.8.2025 10:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!