Adını çakıl taşına kazıdım.
Taş ölünceye kadar,
Seni sevecegim.
O ölünce,
Ölecegim...
Orucuma sahurdur gözlerindeki karanlık,
Gülüşün sabah ezanımdır.
Akşama kadar adını sayıklar kalbimdeki açlık,
Öpüşün iftarımdır...
Orucuma sahurdur tenindeki koku,
Bir adım sonra gözlerindedir o bembeyaz ahiret,
Ölümümdür bir papatya serinliginde gülüşün.
Nerede gözlerinde saklı karanlıgın ardındaki cennet,
Dügünümdür bir çakıl taşı sertliginde gülüşün...
Al gözlerinin kahverengi aksinde benligimi ikiye böl,
Bilirim yalnızlık üşütür insanı,
Karanlık korkutur.
Bilirim sensizlik büyütür aşkımı,
Pişmanlık gururdur.
Bilirim gözlerin aldatmaz beni,
neden böyle oldu devrem
ortada bir sey yokken
durup dururken.
hayaleriniz vardı gelecege,
hayatta hersey sizin içindi.
butün bu eglence,
Şiir tarlasında dört mevsim bahardır,
Şiirin gönlünde şair bahcıvan,
Şiir hasattır,
Şiir papatyadır.
Şiir,seni duyuştur olmadığın yerde,
Şiir,beyaz nağmelerle,
ben kalbi kurumuş agacım,
takatim kalmadı yokluguna,
kuraklık başlıyor sensizlikte
sensiz susuz açım,
ben ki bir yetim gibi
çaresiz,
Sevgi ver sevdiklerine,
Ve canlıların tümüne.
Her sevgi karşılık bulur,
İnsan karşılık beklemezse.
Gözlerinden gün ışık alırda gece olur,gün siyaha bürünür,
Güneş bakamaz sana gözlerine,tenine,gülüşüne secde eder.
Gözlerini görünce,bırakır elindeki güneşi,ayı peygamber,
Ve görünce gözlerini melekler,kıskançlıktan ikiye bölünür...
Gözlerinden gece ışık alırda gündüz olur,gece aydınlıga sökülür,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!