Hasretliği suluyorum kör kapanda hükümlü yüreğime
Kanmamı soruyorum öğrenemediğim ham sözlerime
Var olmamı sunuyorum zamandan mahrum bedenime
Yalnızlık mı?
Usta ellerde örselenmiş takım elbise
Ve üzerimde…
Yine üşüyor bedenim gecenin ayazında,
Virane gönül’e sözüm geçmiyor,
Harap oldu AŞK KARŞISINDA,
Yine doymuyor aşka,
Yine de doymuyor sevdaya…
Arama şimdi aslımı sokaklarda
Baş ağrısıyla
Ses titremesiyle
Çarpışmalarla yürüyorum
Çok vakittir yoksun günümde
El etmez
Bir ihtimal aradı gözlerim güzelliklerini
Üsteledim sözlerimi,
Yamaladım kağıtlara
Yordum gözlerimi
Bir ihtimal, aradım güzelliklerini
Hoş gördüm
Kırılmış gece gülüşü
Yeller esmez yoksun haneme
Odamda henüz hiç kavrulmamış şömine
Üzerinde;
Benden olağanca yoksun kitaplarım
Dönüp bakmaz yüzüme…
Gizlice istediğin isteğin farkında olarak;
Şimdi yokum yanında
Büklüm acılara iz sürmüşse yokluğum,
Bilincinde olarak şimdi yokum yanında.
Çapraz kavuşmak üzereyken yollarımız
Toprak kokusundan yapışkan zift kokulu asfaltlara
Kimsenin bilmediği bir adres keşfedip,
Bu diyardan göçmeliyim, geçmeliyim bu yollardan.
Aşmalıyım karantinasını dağların,
Zamandan bir lahza çalıp, gitmeliyim…
Kokusu bir başka havada dürülen,
Rüzgarı ölümsüzlüğe esen,
İbret verici sözlerimle avutuyorum bedenimi gecenin savunulmaz çemberinde
Sonra sabrımı sınıyorum,
Yastık ve yorganı atıyorum üzerime kederle
Gözlerimde hep hüzün, hep korku
Sorguya çekiyorum duvarları,
Hesap soruyorum yanık dilimle.
Bir gün anlayacaksın zahmetsiz yürüyüşlerimi.
Adımlarında yaşam olduğunu,
Asıl sevginin sözde olmadığını göreceksin.
Çok geç olmadan tanıyacaksın beni…
Yürüyüşlerim, kavak ağacı ritminin eşliğiyle hargın,
Sefaletle yorgunluğunu yamaçtan savuran
kar tanesine yandım dostum
Düşlemekten bıkmayan yaram var benim
Uçurumlara teğet geçen
derinliklerim sulandı dostum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!