Alevlenip yandı bağrım
Sevdaların mahzeninde
Bir derya olup, çağlarım
Sevdaların mahzeninde
Yoğrulmuş ruhum, bedenim
Dünyalara değişmem, senle geçecek anı
Gözlerim, gözlerinde bir kez dolaşsın yeter
Feda olsun ömrümün geri kalan zamanı
Nefesim nefesinle bir kez buluşsun yeter
Ok gibi kirpiklerin saplandıkça bağrıma
Göz yaşım sele döndü
Bırakıp gitme beni
Serabım çöle döndü
N ’olur terk etme beni
Sevgilimsin, canımsın
Zayıf bedenimin üstüne çöküp,
Kabir azabını çektirme gurbet.
Bu mahşerî yerde boynumu büküp.
Yalnızlığa mahkum ettirme gurbet.
Yıllardır hayalimden gitmeyen o cemâlin,
Saçlarımı ağartıp, beni dertlere saldı.
Kim bilir neredesin, ne durumdadır halin?
Hasretin inanki beni kendimden aldı.
Ah! edip, kan kusuyor senin için yüreğim.
Mâverâ, nurun ile mihenginle beslenir.
Yüreğimiz hep seni ansın, Ya Resulullah
Anneler, yavrusuna lugatınla seslenir.
Yıktın hayallerimi, beni mahzun bıraktın
Hicranın kucağına terk edip, çekip gittin
Mağrurane edanın kıvılcımıyla akıp
Zihnime türlü türlü zehiri ekip gittin
Efsunlu hançerinle, çatlayan damarımın
Hicrana dûçar edip köz doldurdun sinemi
Her anımı işkence kılan sen değil misin?
Hırpalar mı hep böyle sevgililer seveni?
Aşkımızı çıkmaza salan sen değil misin?
Derûnumda saklıdır sönmez pörsümez izler
Vadem dolup bir gün ölürsem eğer
Arkamdan ne ağıt, ne yas isterim
Değmezmiş bu dünya üç pula meğer
Dostlardan Fatiha, ihlas isterim
Vadem dolup bir gün ölürsem eğer
Ey dara düşmüşlerin tek kurtuluş ümidi!
Biçareyiz, bir çare lütfeyle derdimize
Sessiz çığlıklarımız Arş-a dayandı şimdi
Nemrudî ateşleri, gülistan eyle bize




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!