Nedamet Vapurunda son sefer,
Gidiyorum, Allah'a ısmarladık.
Bilmem bir daha görür müsün?
Saat altıda şiir yazan bir adamı.
Üşürsem o diyarlarda,
Soğuk soğuk döverse yüzümü,
Nedamet Vapurunda,
Sabaha karşı.
Durmuş el pençe,
Kıbleye karşı.
Dedi, YA RAB yardım et,
İnletti Arş'ı.
Dalgaların çığlıkları,
Buz gibi kesiyor kulaklarımı.
Bir boran kopuyor sakin sularda,
Nedamet Vapuru yalpa yalpa,
Düşlerim kırık dökük.
Bitmeyen gece,
Fethiye Caddesinde şimdi
Saat sabahın altısını bilmem kaç geçiyor
Rüzgarlar koşuyor saç tellerimde
Güneşin esamesi okunmuyor
Soğuk kaldırımlara tutsağım
Hayalin zihnime çakılı tutsak
Sabır Sokağı'nda bir akşam.
Güvercinler bekliyor sıra sıra,
Tayın kuyruğundaki,
Müebbet mahkumlar gibi.
Ben, arsız arsız seni bekliyorum.
Kuşlar aç bi' ilaç,
Yaşamak, savrulmaktır
Suda, toprakta ya da rüzgarda
Nereye savrulacağını bilmeden
Şimdide, şu anda doyasıya yaşamaktır
Olmayan bir zamanda yaşarlar
Uzaktan çağırır ruhsuz çakal sesleri
Yağmur yağmaz olur Kasım ortasında
Susuz bir ayaz yakar geçer avuçlardan
Şiirler yanar biz üşürüz
Tohumlar gibi toprağa gireceğiz.
Filizleneceğiz bir selvinin bağrında,
Özgürleşeceğiz yaprakların damarlarından.
Güneşe, suya, havaya hasret,
Döneceğiz yüzümüzü özümüze.
Geldiğimiz yere,
Gidiyorum diye üzülme
Belki başka bir yağmurun
Başka bir güneşin
Başka bir evrenin
Sonsuz hudutlarında
Kavuşacağız



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!