Küçük bir kozada gibiyim,
Yanlış yerdeyim.
Eşyalarımı toparladım
Ve çıktım kozamdan.
O andan sonra
Derin bir nefes almak gibiydi,
Mazide kalan son türküyü,
Mırıldanırken dilim
Seni gördüm gülüm.
Derinliğinde kaybolduğum suydu,
Bahar yeşili gözlerin
Usulca seyre daldığım çileydi,
Gökyüzünden, alamıyorum kendimi
Yeryüzünden bana ne der gibi.
Top top bulutlar, irili ufaklı
Pamuk misali yumuşacık,
Hep beraber gidiyoruz memleketime,
Dur gitme bırakma beni der gibi.
Gecenin zifiri karanlığı,
Çöktü üzerime.
Hayallerim bir bir
Avuçlarından kayarken,
Ne olduğu belirsiz,
İnce uzun yollardayım.
İşini bitiremedim dünya!
Her doğan günün; bir telaş,bir karmaşa,
Geçmişi düşünmek, omuzuna yük
Yüreğine binbir acı,
Gelecek kaygısı dersen,
O ayrı bir dert,bir sancı
Şiir, sözcüklerin dansıdır
Dans etmeyi bilene,
Yerim dar diyene değil.
Şiir, anlayana sazdır
Anlamayana diyeceği yok.
Şiir, anadır
Teşekkürler sana dost bildiğim,
İhanetin için teşekkürler sana.
Güvenimi yerle bir ettiğin,
Merhametiimi benden aldığın için
Teşekkürler sana.
Sevgi dolu yüreğimi
Yakası kalkmış paltomun içinde
Büzülürken başım,
Zavallı ve yalnızlığımı
İçime gömdüm.
Sanki dertten tasadan
Kurumuş ağaçlarda,
En umutsuz anlarında,
Hatta çaresiz kaldığında
Tek başına ayakta kalabilmektir, yaşamak.
Telefonların çalmaz olduğunda,
Dünyadan bile vazgeçtiğinde
Hayata bağlanmaktır, yaşamak.
Gökyüzündeki / alacamavi yıldızlar,
Hilal biçimi / üzgün ay,
Nerden geldiği bilinmeyen
Boğuk hıçkırıklarla / ağlayan çocuk,
Ve...
Ruhumda canlanan / ıslak gözleri.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!