BEDENİN SIRRI: NİHAL’İMİN BİYOLOJİK İLAHİYESİ
I. SAÇIN TUZU
Nihal’im, saçlarının kokusu geceyi kutsal kılar.
Her tel, gökte parıldayan yıldızdır.
Karanlığın içinde gizli bir samanyolu gibi
Beni kaybolmaya çağırır.
II. NEFESİN DUASI
Nefesin; rüzgârın dağlara çarpan ezgisi.
Aldığın her soluk, evrenin kalp atışını taşır.
Verdiğin nefes; denizin göğe sunduğu duadır.
Nihal’im, senin soluğun, benim dirilişimdir.
III. ELLERİNİN HARİTASI
Ellerinde kaderin kıvrımları çizili.
Avuçların sıcak, yaşayan bir toprak.
Parmak izlerinde kaybolan ırmak yatakları…
Nihal’im, senin dokunuşun kalbimi yeniden inşa eden mühendisliktir.
IV. GÖZLERİNİN KUYUSU
Kirpiklerin; toz tutmuş kelebek kanatları.
Her kırpışta âlemi yeniden kuruyorsun.
Gözbebeğinde ayın kuyudaki yansıması var.
Nihal’im, bakışların tenime işleyen sessiz bir sûre…
V. NABZIN GİZLİ DİLİ
Şakaklarında vuran damar, zamanın davulunu çalar.
Her atışta bana ölümsüzlüğü hatırlatır.
Kanının akışında kadim hikâyeler yüzüyor.
Nihal’im, sen et ile ruhun barış çiçeğisin.
SON HÂTİME: İNSANÎ MUCİZE
Ey Nihal’im!
Bedenimiz kırılgan kilden yapılmış bir tapınak.
Ama her hücrede kâinatın ilahisi gizli.
Terin göğe yükselirken — dua olur,
Tırnağın kırılırken — dünyanın sonundaki çatlak olur.
Bizim özlenen tarafımız, fanilikte saklıdır.
Çünkü insan;
Toprağın yıldıza,
Terin duaya,
Nefesin rüzgâra dönüşmesidir.
Ve aşk, senin gözlerinin kuyusunda
Kaybolduğum o ilk anda başlar.
Kayıt Tarihi : 27.6.2025 12:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!