yaz ayları kavurur,
Mezopotamyanın uçsuz bucaksızlıklarını...
damları süpürür kum fırtınası,
tozu dumana katar engin gökler...
bir bebenin yüzünde acı tebessümle ıslanır başörtüsü,
karalar sürülmüş ellerin teri soğur...
ve eylül başları hatırlatır terkedilmişliği yeniden...
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Devamını Oku
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta