Ateş yanıyor, ateş yanıyor.
Mutluluk gözyaşları fokurduyor kazanlarda.
Unutalım öfkeyi,
Pencerenin arkasında kar yağarken.
Eller soğuk, ısıtmak gerek.
Gülme öyle gevrek gevrek.
Isınmak gerek, ısınmak gerek.
Titreyen ışığın başlangıcı orada.
Tesadüfen oradan geçiyordun,
He he inandım sana!
Her gün beklediğim otobüs durağından,
He he inandım sana!
İnandım, hep inandım sana.
İçimdeki kuzgun gökyüzüne uçtu,
Zamanı durdururken güzelliğin.
Yüksek baskıya gerek yok.
Hissediyorum, olacak bu iş.
Muzaffer bir atla geleceğim ben de yanına,
Nezaketimin beyaz gölgesini beraberimde getirerek,
Narin parmaklarına bir hediye ile birlikte,
Saat aşk yarısını vurduğunda.
İçimi ısıtan bir şey var,
Pencerenin arkasında kar yağarken.
Mutluluğumu karanlığa veremem,
Yastığımın altında bıçak saklayıp.
Senden artık asla vazgeçemem,
Miras kalan anne beşiği gibi.
Seğmenoğlu (Dr.Osman Akçay)
Kayıt Tarihi : 28.1.2025 01:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)