Herhangi bir dikişiydik yaşamın
Eşkâli belirlenmiş tetikçiydi
ayrılık!
Ne çok kanattı ikimizi de
ne çok bağırdık suskumuzda!
Göçeri nergisim toprağını zorlayan
Zulmün harmanında bir kırık türkü
Maviyim, yenik düştüğü yerde
sevdanın, umudun ve direncin
Tekmil aydınlıklara büyümekteyim.
Yaralı bir ceylandır akşam
eğleşir yüzümde
Düşen yaprağın sesine takılır aklım
Yaşamsa, dilim dilim
burnunda menevişler
Sessizliğe atılmış kahkaha suyu
Hangi havai fişek
kışkırttı kısrağımı
Çiçekler öpüşüyor
Sönmez yangınlarda başım
-aşkolsun! -
Nisan gülü dudağın
Savuran mıdır rüzgâr, savrulan mı?
Kendi kendime konuşmak yasak!
biliyorum.
hazanın gözlerimi sevmesi de..
Biliyorum, yağmayacaksın toprağıma
Yelesinde düş yıkımları asılı
bendini yıkan kısrak
Son dönüşte solluyor şansı
İçerek karanlığı
yaşam aynasından.
Ayak izlerince çıplak
Yine hamağını kurmuş deniz martılara
martılar!
herkesten daha öbür dünyalı
Sarı tütün sarılmış ciğerlerine
ağzının içini öpüyorlar denizin
çığlık çığlık aşk besleniyor.
Çocukluğumun başıboş düşleri
Rıhtımda zincire vurulmuş
Harap gemiler gibi küflendi.
Yolsuz köyler gibi sönük
İskelesiz yürek
Şimdi tek tesellisi
Gözlerin baharın dilinden eserken
Ürkütüyor kötülükleri ebruli nefesin.
Durgun bir ırmağa düşüyor
ipil ipil yağan sevda!
Zengin hüzünleri sancıdı bedenimiz
Engin ayrılıkları…
Yıldırım oyuğu gözlerimize aldırmadan
Ne çok becerdik kentin en kalaba yerinde
En işlek caddesinde yalnızlığın
Parıltısıyla öpüşmeyi güneşin; direngendi, güleçti yüzümüz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!