Akşam oldu, çöktü üstüme kasvet
Al bu garip gönlüm, aşkına hasret
Sevdalandı kalbim, edersin nispet
Bir de gençliğimden, sor beni beni
Bilmesin, ona âşık olduğumu
Terk edip gidince, ortada kaldın
Beraberken biran, hayale daldın
Vefasız kalbimi, kökünden aldın
Hadi bırak git, gidebiliyorsan
Karşında görünce, niye ağladın
Nedir senin, bu kederin tasan
Çok mu derdin var, başından aşan
Ben miyim aşkın, peşinden koşan
Sorma halimi, perişanım ben
Hadi gel bana, isterse canın
Milletimin çektiği, onlarca acının
Gözü yaşlı bırakılan, ana bacının
Çaresi millettedir, çekilen sancının
Çektirenden hesabını, sormamız gerek
Durmadan kazıyorlar, o eski yarayı
Yaş yetmiş iki oldu, artık yoruldum
Kaleler fethedildi, içten vuruldum
Ders aldım, hayata sımsıkı sarıldım
Ne olacak bu halim, sormayın bana
En güzel yıllarımız, gençlik çağıydı
Uyurken düşümden, alamam seni
Gerçek gibi düşten, kaldırın beni
Aşığım ben sana, nerdesin hani
Duyun feryadımı, sormayın dostlar
Gönlüme saplandı, bir aşk hançeri
Yol vermez dağlar, gideyim yâre
Yoktur derdime, başka bir çare
Adres ver gelem, dediğin yere
Yol verin dağlar, gideyim yâre
Oturmuş o yar, mektup okuyor
Dinlemiyorsun, gönül sesini,
Kalbine sor, istiyor mu beni
Kandırma asla, kendi kendini
Sor sevgilim beni, kalbine sor
Kandırıyorsun, kendi kendini
İş alan herkes, sövdü anamıza
Yeter be, dokunmayın yaramıza
Millet sus pus, girdiler aramıza
Bunların hesabı, sorulur bir gün
Genç çekilmiş kabuğuna, pusuyor
Devleti soyduğunuz, bu kadar yeter
Sürmez saltanatınız, gün gelir biter
Yaptığınız her iş, diğerinden beter
Kabristanda hesabı, sorulur bunun
Hak arayanları, yoldan çevirdiniz




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!