Ey Mezopotamya!
İki nehrin – Dicle ve Fırat’ın – kutsal kucağında,
Seninle başladı yazı, seninle döndü zaman.
Toprak değil yalnızca,
Sen tarihin kalbi, insanlığın ana vatanısın!
Sümer’le yazıldı ilk harfler taşa,
Gılgamış yükseldi Uruk’un başına.
Bir ölümsüzlük ararken çağlar öncesi,
Destanların anası oldun, hikmetin sesi!
Akkad geldi sonra, kılıçla değil yalnız,
Dil ile, mühür ile ördü medeniyet duvarını.
Sargon’un gölgesi düştü sıcak ovana,
Ve sen, devrim gibi çağladın her yana.
Ey Babil!
Senin göğünde yükseldi Asma Bahçeler,
Gözlerinde bilgelik, gölgende tanrılar!
Hammurabi’nin adaleti taştan kanun oldu,
Bir halkın kaderi senin ellerinde yoğruldu.
Ninova’da yankılandı Asur'un çığlığı,
Taşlara kazındı tanrıların bilgeliği.
Ordular geçti senin yollarından gür sesle,
Ama yine de susturamadı seni hiçbir fırtına, hiçbir seste!
Ey Ur, Ey Nippur!
Tapınakların göğe uzandı yıldız gibi,
Zigguratların gölgesinde dua yükseldi yeryüzüne.
Ve sen, Mezopotamya,
Her tufandan, her felaketten yeniden doğan bir anka kuşu gibi…
Bin kral geçti tahtından,
Ama sen hükmettin daima,
Toprağınla, suyuyla, düşlerinle,
İnsanı insan yapan o ilk adımla…
Ey Mezopotamya!
Seninle başladı zaman, seninle şekillendi insanlık,
Ve hâlâ yankılanır sesin rüzgârlarda:
“Ben buradaydım… İlk nefes burada doğdu!”
Sinan Bayram
Sinan BayramKayıt Tarihi : 24.6.2025 18:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!