Sürekli gidiyorsunuz,nereye
Hiç kimsenin bilmediği yere;
Oysa Mutluluk vardı,
Oysa hüzün vardı
Yakalayamam
Kanıma dokunuyor bu üzgün notalar
Dozajı düşük, yetmiyor mutluluk
Yalnızlık kadar soğuk düşünceler
Bir sigara yanıp gidiyor,tadı dudaklarımda
Birikmiş zehir gibi; sancılar iç içe
Liman yokken kancalar atmış gemiler;
Seni yazıyorum bu şiirde
Tarifi mümkün olmayan seni
Koptu zamanın ipekten incileri
Gözlerimi yoran bu sırrın içinde
Asıl sahte sahte bu fasıl
Yapraklar kopuyordu dallarından
Kediler tırmalarken çöpleri
Son bahar geliyordu ılık,ılık
Gölgeler oynuyordu penceremde
Ağaçlar alkışlıyordu
Bir yalnızlık gülümsüyordu
Ne kalem anlatabilir ne kağıt
Bir yüzü gülümser bir yanı ağlak
İkiyi geçmiş saat
Üç umrumda değil artık
Efkar vurdu dem'in
Ben sensiz hiç yüzemedim bu denizde
Akıntı nereye ben oraya
Aşk su yutmakmış da
Ayrılık boğarmış adamı
Tutunacak dal aradım yıllarca
Yarımdı herşey;
Tam ortasından kesilmiş gibi
Gitmeden kalmayı düşünmek gibi
Sana gitmekte olan insanlar gelir
Anı paylaşır vedalaşırsın
Zaman çizgileri sildikçe
Soğuk ve sessiz bir geceye açılır kapılar
Beynimin ortasında bir çocuk soğuktan donar
Dişleri gıcırdar
Ve aynı derinlikte bir kız
O çocuğa gülümser bir yüzle bakar
Her gece olduğu gibi
Yıkık,dökük duvarlar
Bu boş yüreğimde
Her yerde izin var
Bu viran şehri izliyor musun
Sarkıtlar sallanır
Dönüyor du bir dünya her gün etrafında
Gece koşuyor,Gündüz kovalıyordu
Dünü kaybeden sen bu günede acımıyordun
Yaşıyordun doyasıya
Kum saati gibi tükenen umutları farkediyor
Görmezlikten gelmeyi seviyordun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!