 İzmir'de doğdu. DTCF Felsefe Bölümü mezunudur. Memurluk ve öğretmenlik yaptı. 2 Temmuz 1993 günü Sivas Madımak Oteli'nde yakılan aydınlarımızdan biriydi. O bir şiir serüveninin kahramanı olarak şiir sevenlerin gönlünde şimdi.
İzmir'de doğdu. DTCF Felsefe Bölümü mezunudur. Memurluk ve öğretmenlik yaptı. 2 Temmuz 1993 günü Sivas Madımak Oteli'nde yakılan aydınlarımızdan biriydi. O bir şiir serüveninin kahramanı olarak şiir sevenlerin gönlünde şimdi. 
Ataol Behramoğlu, Büyük Türk Şiiri Antolojisi'nde şairin şiirini anlatıyor: "M.Altıok'u şiirleri 70'li yıllarda yayınlanmasına karşın, şiirlerinin kaynakları bakımından 60'lı yılların geç ürün veren bir şairi olarak nitelemek gerekir... Bu kuşağın en romantik, duygucu şairleri arasında. Dili yalın. Benzetme yapmayı, anlaşılması güç olmayan simgeleri kurmayı seviyor.'' 
Metin Altıok 'Şiirin İlk Atlası' kitabında şiiri şöyle tanımlıyor: 'Şiir bilgisinin en önemli özelliği bu bilginin genel bir bilgi olmamasıdır. Çünkü şiir devingen ve değişken, her seferinde tek ve özgün olan çok özel bir varoluş biçimine sahiptir. Bu özellik başka şairlerin şiirleri için olduğu kadar aynı şairin şiirleri için de geçerlidir. Şiirle her karşılaşmamız bir öncekinden farklı, yeni bir karşılaşmadır.' 
 
Eserleri
Yerleşik Yabancı (1978)  
Kendinin Avcısı (1979, Ahmet Telli ile 1980 Ö. F. Toprak şiir ödülü)  
Küçük Tragedyalar (1981)  
İpek ve Klabtan (1987)  
Gerçeğin Öte Yakası (1990, Cemal Süreya şiir ödülü)  
Dörtlükler ve Desenler (1990)  
Süveyda (1991)  
Alaturka Şiirler (1992)  
Şiirin İlk Atlası (1992)  
Hesap İşi Şiirler (1993)  
Bir Acıya Kiracı (1998-Bütün Şiirleri) 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




- 
  
 
Mehmet Kemal
 
 
- 
  
 
Metin Şaşmaz
 
 
- 
  
 
İlker Çalışkan
 
 
Tüm YorumlarKanadı Kırık Bir Akşam
https://youtu.be/F4AbYPODiDM
ben lise yıllarında (bingöl) hocamız olduğu için yakinen tanırım,gerek edebi gücü gerek çizimleri ve insani yapısıyla tam bir örnek insandı,20 yıldır yokluğunun acısını çekiyoruz,ALTIOK,kelimelerle ifade edilebilir bir kişi değildi,
anısının önünde saygıyla eğiliyor,ailesine ve sevenlerine ...
Tanımakta çok geç kalmışım ama sevmek için hala vakit var!