Artık,
Acının avuçlarına düşmeyecek özlemler
Sende bırakma kendini acının kollarına
Ey sevdalım
Ve yüreğe basılırken resimler
Acılarda boğulmayacak gözyaşlarım
Merhaba kardelen çiçeği,
bahar gibi değil mi aşk
dipsiz kuyularda boğulmak gibi belki
yada özlemek
ama çekip gitmek değil
Merhaba kardelen çiçeği
Dünyayı yıldızlara taşıyabileceğimi düşündüm
Yıldızlar uzak geldi
Hani bir şeyler vardır
insanın içinden kopup, kopup gider
şimdi gecedeyim
saat on iki
ve bir sigara yakıyorum
ve yudumluyorum içkimi
Karanlığında boğulurum
bu şehrin
hissiz duvarları bir garip yapar beni
ıslak caddelerinde
üzerlerine yürürüm karabasanların
bastıramam sessiz çığlığımı
Hey insanlar!
Mahpus karanlığı çalıyor her gece kapınızı
Ve ışıldayan bir çift göz
Varoşlarda düşmüş bir can uyanıyor
Usulca
Kurşun düştüğünde et sıcağına
Kardelen Çiçeğine Mektup-2
Merhaba kardelen çiçeği,
Bu gün firari umutlarımı
Sen uzaksın bana
İster bir bakış kadar yakınımda ol
İster yıldızlar kadar uzağımda
Ne fark eder
Uzanıp da dokunamamanın
Dramatikliği değişir mi?
Havalandırmada volta atan adam
Havanın hüznü suratına düşmüş
Göz kirpiklerin dolgun
Kim bilir on yıl
Ya da onbeş yılın zinciri var ayaklarında
Gözlerimin derinliklerindeymişcesine
O güzelim gözlerin
Söndürülemeyen bir orman yangını gibidir
Şimdi
Ve tutamadığım ellerin
Titrek ellerimdeymişcesine
Ben neslihan kardelen çiçeği tanıdınmı beni.