Sözler uğultulu, iç acılar köşe başlarında
Yalnız senin koynuna girer, işitilenler
O ölmüş sesler, kara üzüm bağlarında
Ben birdim işte, o ölü çan seslerinde
Dedim, ancak böyle uzanırım adına
Sen dört olup, dört yana dağılırken hem de
Yama yapıp bağladım gökkuşağını kırlangıçların ayaklarına
Bundandır; başlarının önde eğik gitmesi
Ben ki, en üst katında öğütürüm buğdaylarını içimin,
İyi pişeyim diye, Yörük kadınlarının ellerinde
Adıma küçük harfle başlamak alışkanlığıydı yüzü güleç hüznümün,
Akıldan bir zahmet alıp sesine uzandım,
Avluda ağrılı zamanların somurtkan mavisi…
Sen rüzgarın beline kuşaklar bakardın,
Ben kuştan aklar alıp, rüzgara…
En çok mahallemin çıngıraklı taşlarına yanardım,
O sırtı dökük kerpiç evler hüznüyle
Meryem Hanım merhaba, şiirleri okudum da tasavvufi çizgide, ne kadar hoş bir üslup... sizin için de uygunsa tanışmayı çok isterim. Saygılarımla...