Nasıl dalmışım dünya senin narına
Yanmışım da kalmışım boş hülyalarına.
Heves eylemişim o süslü duruşuna
Gel sen benden vazgeç,ben de senden...
Gündüzünü, gönlüme hoş eylemişim
Adın geçtiğinde, yüzümde bir gülümseme
Çiçekler açar gönül bahçemde.
Bastığın yerler birden yeşillenir hayalimde.
Sevda şiirleri yazmak gelir içimden.
Bakışların güç verir ürkek yüreğime,
Hayat, umutla dopdolu
Güzel günlere gebeyken
Dünü yaşama artık
Özlemlerini azat et!
Firar etmiş mutluluğun
Ne gariptir şu fani mekan,
Ağlayanı çok,güleniyse yalan,
Haklı hakkını alacak derken
Bir bakmışsın,doluvermiş zaman.
Her nefer anlaşılmak istiyor,
Hangi dağın çiçeğisin?
Yaban ellerde açan.
Mevsimsiz açmışsın belli
İnce, naif, kırılgan.
Kuru ayazlar yakar bedenini
Uçurtmalar kadar özgürsün bu hayatta,
Bir ucu ona bağlı
Diğer yanı rüzgarda savrulan.
İradeler hakim değil bu uçuşun rotasında
Rüzgarın estiği yöne savrulmalar var
Bir ucu yine ona bağlı sımsıkı…
Sanki bakiymişiz gibi
Sahiplendik dünyayı
Minareden duyulan sala
Bizim için de okunmayacakmış gibi.
Sahiplendik dünyayı
Saat gecenin yarısı,
İçimde vuslatın acısı,
Yine düştük yollara
Yolum gurbete yazılı…
Kimse küsmesin ardımdan
Yükü ağır bu kervanın, gidişinden belli,
Hasret mi taşıyor uzaklara, acaba sitem mi?
Menzili meçhul mü, yoksa bilinen mi?
Ne fark eder ki, bekleyeni olmayınca,
Hep ahlar etmiş, dinmemiş ızdırabı,
bugün bi çocuk olasım geldi
koşmak istedim
dar dolambaçlı sokaklarda
üstüm başım toz toprak içinde olsa
şakaklarımdan terler damlasa
çocuğum işte
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!