Merhaba, Merhaba, Merhaba; Elveda

Eray Karaöz
17

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Merhaba, Merhaba, Merhaba; Elveda

Yüzüme sıcak bir tokat çarpan karanlığa
Sırtımı döndüm.
O da, enseme kondurdu busesini.
Ve yüklendi sırtıma güneşin
En soğuk taneleri.
Islak ellerim, ıslak bedenimde.
Saklanmak cevapsa eğer;
Sorum nelerle örtüldü,
Sorum, şimdi nerelerde?
Getirdiğim zillet, ki tıksırarak geldim,
Umudun hangi kavşağına gömüldü?
Önemsizlik canımı hiç, bu denli yakmamıştı.
Önemsizlik canıma hiç, bu tadı katmamıştı.
Masum değilim.
Ketum hiç değil.
Atıldım,
Noksan suretimin yitik parçasını diriltmeye.
Sözlüğümü geceye ödünç verdim,
Ki donansın cümlelerim hiçliklerle.
Buz tuttu kirpiklerim, gözlere takılmaktan.
An, binlerce parçaya bölündü.
Bir başka hayatta belki,
Bir başka kuruntuda;
Yalanım gerçeklere büründü.
Zamanı bulandıran yetilerim filizlendiğinde
Durmam gerekirdi.
Boşalttım tüfeğimi çoktan.
Kırağı dinlendiren yeşillerim milislendiğinde
Varmam gerekirdi, varmam gereken yere.
Kapana kısılıyım şimdi, pusuya düşürüldüm.

Maskelere sürüldüm
Kaçmak için kendimden.
Yalnızca huzursuz kağıtlara dürüldüm.
Ellerimi pek çok kez kaldırdımsa da;
Sardımsa da bayrağımı
Buluttan beyazlara,
Teslimiyet çağını kaçırdım birkaç yılla.
Getirdiğim ziynet, ki aksayarak geldim,
Gerildi karanlık gerdanlara.
Postumda muhtelif delikler vardır, fakat;
Baygın değilim,
Maktul hiç değil.
Ortanca sevdamı mezar ettim kendime.
Uçları arşınlayıp merkezi hüsran ettim.
Boyunduruğa girmez idim, zindana boyun eğdim.
Değdim değilecek nerem kaldıysa aşktan,
Zindanı parçaladım,
Zincirleri yok ettim.
Ağarmadan saçlarım kaç çizgi çektiysem,
Üstlerinden tek tek ağıtlayarak geçtim.
Sahi,
Nerede kalmıştık demin?
Tefecilerce kiralanan hayallerim,
Ki hala borçlarını öderim,
Kaç bahar öncede kaldı?
Darbe üstüne darbe gören yüreğim
Kaç diktatör atlattı?
Muhasebe tutan kimseleri
Terk eyledim.
Ve sayılar zihnimin en dibine battı.

Ormanlar da, sığındığım, sahiplenmedi beni.
Sarmaşıklar dizlerimi yıllar önce bıraktı.
Sakalım terlediği günden beri
Ölümle cezalandı, rüyasız uykularım.
O ise,
Ellerini koydu, hüznümün üzerine.
Yatışmak üzereyken tırnağını geçirdi.
Tenime mühürlenmiş kanlar vardır.
Benime çöreklenmiş dünler vardır.
Taşıdığım tıynet, ki sarf ederek geldim,
Ketler vurdu kavgama.
O ise,
Koynunu araladı, denenmiş bir tuzağın.
Başımı gövdesinin orta yerine kattı.
Dinlemesem olmazdı,
Dinledim de kaç yazdı?
Tekerrür, tekerrür, tekerrür, tekerrür..
Mumlanacak yerlerim mimlenince anladım.
Ötede saklananı beride bulamazmışım.
Bünye yolculuk ister,
Kuma batmış ayaklar,
Tavafı ödev kılan tanrıya garezim var.
Vakıf değilim,
Akif hiç değil.
Tüten vazgeçişlerin ateşiydim sadece.
Yağmurlar yağdı.
Yağmurlar,
Yağdı.
Bir karga pinekledi, sorgumun tepesine.
O ise;
Kargayı kışkışladı, topladı tüylerini,
Yazgımı simsiyah yazdı, üstünü toprakladı.
Dayandı boynuma öfke,
Dayandım ben de, buna,
Dayanmak denilirse.
Hüzünler yağmaladım, sesi çark ettikçe.
Neye yarar duyduğum güzellikler?
Neye yarar gidişler, dönüşler, tükenişler?

Ey sevgili!
Yine martın sonu geldi.
Kırık hatrım yine...
Evvelimin simetrisi çıkıyor önlerime.
Estikçe ılık rüzgar,
Süzülen yaprakların hepsi birer sabıka.
Tekmil olan düşünce,
Kalkmak bilmiyor rafa.
Kaçırdığım mühlet, ki çırpınarak geldim,
Peşimi bir an olsun bırakmadı.
Hazır değilim,
Cesur hiç değil.
Tıkandım,
Parazitler dilime konuşlanınca.
Kayıp çokça barizken,
Lanetlenmişken etim;
Diretmenin manası ne,
Neden bu yolu seçtim?
Fesholdu anlaşmamız,
Yazdıklarım nesholdu.
Aklımın ermeye
Başladığı günden beri,
Gördüklerime aklım
Bir türlü ermez oldu.
Bu türlü çöküşlere ben,
Bir tür paratoner oldum.
Bozkırlar arşınlandı,
Göğe çekildi matem;
Tamiri yoktur hislerimin,
Gereği de yoktur zaten.

Merhaba, merhaba, merhaba; elveda...

Eray Karaöz
Kayıt Tarihi : 31.3.2025 01:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!