Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak
Sular sarardı yüzün perde perde solmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta
F.E.S. ve öbürleri için
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Uzun bir hastalık gibi
Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi
Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı
Devamını Oku
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Uzun bir hastalık gibi
Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi
Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı
[email protected]
ahmet haşim'in bu şiirinde kime seslendiğini bilmek... bu sadece o'nun bileceği bir şey. acaba kimleri veya kimi düşünerek bu mısraları yazdı? belki yaşlı olan annesini düşünerek yazdı kim bilebilir ki? belki de kızıl havalarla anlatmak istediği bir zamanlar yaşadığı yere duyduğu özlemi dile getirmektir..zaten A.H'in sevdiği zamanlardır akşamın olmakta olduğu vakitler.''durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller''.. bence burada anlatmak istedigi kızıl havalarda ki güneşin güle yansıması ve bu yansımayla gülün dibine kızıl bir ışık göndermesi... dediğim gibi bunlar sadece senceler veya bencelerden ibarettir o'na göre de böyle olmalıdır çünkü ''herkesin anlayabileceği şiirler yazmak aşağı şairlerin işidir.. şiir hikaye değil sesiz bir şarkıdır..''
Bu lisan-ı hafiyi üstad öyle bir çözmüş ki, şairlik merdivenin en üst basamağına çıkmış.
Denize gönül verenler bilirler; akşam kızıllığının sulara vuran aksini.Ne müthiş bir tablodur bu.Üstad mermer mezar taşına yansıyan bu tunç rengi ne büyük bir lisanla yine şiirine yansıtmış... Evet, bu bir lisan-ı hafidir.. anlamak için yaşamak ve şiiri, şaircesine sevmek lazım.
bu şiiri 1973 yılında başka birisinin hatıra defterine yazmıştım. bugün okuyunca çok duygulandım
bir zamanlar bir kaç şair varmış... biri de Ahmet Haşim...
Bu şiir ile ilgili 146 tane yorum bulunmakta