Alnıma yazılmış ilk yazımsın sen,
Ruhuma can veren Memleketimsin.
Damarımda gezen kut kanımsın sen,
Hem dünüm hem deren, Memleketimsin.
Çocukken koştuğum tozlu yolları,
Meyve aşırdığım komşu dalları,
Annemin ördüğü yünlü şalları,
Hayalde yolları yine gezerim.
Kara önlüğümle çıktım yokuşu,
Tebeşir tozunun tanış kokuşu,
Öğretmenin şefkat dolu bakışı,
Okul hatıramı kalpte gizlerim.
Dere kenarı kurbağa sesini,
Tarlada babamın saban izini,
Sofrada ninemin gülen yüzünü,
O gülen çehreyi içten özlerim.
Misket oynadığım o arsalarda,
Saklambaç saydığım o akşamlarda,
Yıldızları saydığım şu dallarında,
Çocukluk çağımı daim gözlerim.
İlk sevdamın utangaç tebessümü,
Kalbime düşürdüğün kördüğümü,
Ayrılıkla geçen o ilk yüzümü,
O masum anları hâlâ sözlerim.
İda'nın rüzgârı değse saçıma,
Kekik kokusu dolsa avucuma,
Zeytin dalları konsa yamacıma,
Ufuktan yolunu her gün gözlerim.
Pınarından akan buz gibi suyu,
Gölgede yattığım asırlık dutu,
Bozkırında açan gelincik otu,
Hasretimi suya, yele sözlerim.
Harman vakti o ekin kokusunu,
İmecenin tatlı yorgunluğunu,
Köy kahvesinin ses muhabbetini,
Döneceğim günü iple çekerim.
Bayram sabahlarının o telaşı,
Öpülen elleri, pişen o aşı,
Mezarlıkta bir Fatiha, gözyaşı,
O anı hasretle her an beklerim.
Düğünlerde zurna, davul sesini,
Halay başı çeken yiğit erini,
Geline yakılan kına türkünü,
Resimlerde o anları izlerim.
Kış gelince soba çıtırtısını,
Üstünde pişen kestane tadını,
Dışarıda kurdun, kuşun adını,
Huzurlu anları bir bir özlerim.
Tarhana kokan o sıcak ocağı,
Anamın açtığı güzel kucağı,
Isıtan sadece ana sıcağı,
Hasretime yeni hasret eklerim.
Sürüyü otlatan çoban kavalı,
Ufukta beliren köyün hayali,
Her taşında bin yıllık bir masalı,
O eski sırları bir gün çözerim.
Ne saray isterim, ne han, ne köşkler,
Bana yeter senden gelen nefesler,
Duyduğum her seste hep seni söyler,
Aşkını kalbime nakış işlerim.
Gurbet elde resimlerin elimde,
Adın duam olur her an dilimde,
Hayalin canlanır her an gözümde,
Gelecek o günü her an beklerim.
Patikan toz olsa, öpüp başıma,
Acın bal olsa da, katıp aşıma,
Hasretin mezar olsa da, taşıma,
Yoluna canımı kurban adarım.
Tütünü, zeytini, o dağı, taşı,
Helâlim ekmeği, toprağı, aşı,
Her bir ferdi benim özüm gardaşı,
Ben o dostlarımı candan severim.
Yabancı illerin ışığı sahte,
Gönlüm ne şöhrette ne de servette,
Senden bir haber gelse bu gurbette,
Sevinçten gözyaşı yere dökerim.
Sensiz geçen ömre ömür mü derim?
Her nefeste hasretini çekerim.
Yoluna canımı feda ederim,
Uğrunda ölmeyi şeref bilirim.
Kul Hasan'i der ki, bitsin bu gurbet,
Vuslata ersin kul, dinsin bu hasret,
Yurduma inayet, Mevla'm merhamet,
Vatanımda ölmek Hak'tan dilerim...
Hasan Belek
06 Eylül 25
Akçay
Kayıt Tarihi : 6.9.2025 15:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Siiri ve şairi kutluyorum değerli hocam
Saygılar sunarım
TÜM YORUMLAR (1)