ekmeğimize göz diken sırtlanlar; Tanrı'nın huzuruna durunca sizlerin/bizlerin hakkını nasıl ödeyecek...
Tanrı azabını onlardan esirgemesin... '
' anadoluya emanet ermeni kızlarına ithaf olunur,
beynim uyuşur aranmaktan
kaldırımları tükenmeyen yolları
gölgemi saklarım karanlığa
ayaklarımı bulamam
bir umut habbesi gözlerin
insanız
inanmaya muhtacız,
alaya yalana karanlığa muhtacız
muhtaçlığa muhtacız Ana...
unumuz toprak
' kırlangıcıma'
tohum olsam cana dursam
ilk baharda çiçek bulsam
sen dibimde çeşme olsan
aksan şirince şirince
Sabah sen gibi mahmur
Sabah sen kokuyor. tertemiz..
Sabâ makamında bu koku..
Yokluk soyunuyor bir Kêf boyunca
Arşa ruh akıyor. Saye diriliyor..
gözleri darmadağın beyaz uykular
sesi karanlığa karışık
saçları şafak kızılı..
bekler uçurumdan yukarı saçlarıyla sabahı
deniz
' Ocak ayı imiş. Soğuğu severim
Tan atıyormuş. Ayaza vurgunlugum o zamandan
Anadoluda bir yermiş. Memed'likte malumunuz,,
ikimde ak bir bebek gördüm
üçümde kuyruksuz bir kedi
Yokluğun kayıp gidiyor ellerimden
avuntunu kaybetme diyor aklım
Sonra
başım dönüyor düşüncesizliklerimi düşünmekten..
muhalifim diyorum bilmediğim ne varsa
ve haykırıyorum karanlığımda saklayamadıklarıma...
Binlerce asrı bekledi Yesrip’te
Kuru hurma çekirdeği.. toprak
Kut’u bekleyen asırlar boyu
Gece karanlığı, gözlerine vurdu LEYLA
Yüzlerce asır bekledin sen Nil’de




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!