Memed
Sanırım yaşı yirmisini aşmıyordu, hiç sesini çıkarmıyor ne iş versen itiraz etmeden yapıyordu. Ne çalışkan bir genç dedim, hele biraz daha izleyeyim diye içimden geçirdim.
Ayağında ki pantolon, bırakın ütüyü, kaç yerinden yama yapılmış, saçları kulak üzerinde, boyu kısaya yakın, sanki sakalları var gibi, kirli sakala benziyordu. Bayağı çelimsiz bir erkek evladı görünümündeydi.
Benim dükkânım da sebze halindeydi her sabah, sabah namazından çıktığım gibi dükkânın yolunu tutardım, kahvaltımı da dükkânda yapardım.
Sordum soruşturdum hamallık yapan elemanlara onların da söylediği abi yeni geldi çok sessiz iş yapmaktan yorulmuyor veya yorulmamış gibi çalışıyor, Diyarbakır’dan gelmiş, durumları iyi olmadığından çalışmaya gelmiş İstanbul’a, adı da memetmiş.
İzliyorum memed”i, memed”in çok tedirgin olduğunu görüyorum. Her ne hareket yapsa arkasına bakıyordu, bir tavşan ürkekliği vardı üzerinde.
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta