Hissizlik senfonisiyle dans ediyor ruhum
Gözlerinde tutkulu aleviyle sarmaya çalışıyor bedenimi.
Kan ter olmuş yüreğim savaşmıyor.
Hissizlik senfonisi kısa bir karargahın önünde
diz çökmüş,
Varlığımı yokluğa ,
Hayatın gizli korsanlarının kılıcıyla kuşanıyor ,
Renklerini bir kınıya sığdırıyor, gökkuşakları.
Üzerinde yürüdüğümüz renkler gözlerimizi sararken ,
Aydınlığın izleri tüketiliyor .
Işık ve güneş inkâr ediliyor,
Renkli kuşaklara aşk sunuyor insan.
Durgun suları harekete geçirecek rüzgarım yok ...
Aksak ve kırgın tabiatima merhametim yok ...
Gecelere boyun eğmeyecek nöbetler kış uykusunda ...
Gece , gündüz , gündüz, gece
Aynı boyundurukta
Hiçbir meyve ağacına kilitlenemem
Ey şiir , huzura kavuştur beni
Derinleştirme ..
Kırkı dolmuş binlerce ayrılığın yeşerticiliği
Göğsümde yassılanmış , gün ışığı aramakta.
Vedanın boğucu karanlığı kabzediyor ışıltıları
Boşluklara giren hiçbir şey etki edemez
Renklerin izahına ölümü indirdim .
İnsanın baskısı altında bilekler.
Can sızısından unutulmuş
Bir sırtlan ağzında uyutulurdu dünya.
dişlerinden kelepçeli bir ben var sırtımda...
Kâinat nabzı boşlukta atıyor , ruhu buhar .
Sert rüzgarlar esmişti yazın ortasında
Yüreğimin dallarını kırmış
Yapraklarını savuşturmuştu
Ardından gri bulutlarla gelmişti yüreğime
Yükünü bırakıp son kez
Bir bahara sürüklemişti beni .
Insan ,
Ilk temaşasında
Atalarının kaygularını soluyan ...
Yaşamaya savaşlı , yurtsuz barbar.
Açlık mahsulüne mecburi ,
Şüphe ambarında terk edilmiş bir çocuk .
Yazık !
Boşanıyorum , bu debdebelerin kırık kalelerinden .
Yarık , kurumuş toprakların fırtınası benim yüzümü kirletmeyecek .
Diz kapaklarım yerle birleşmeyecek .
Çamurlaşmayacak dünyanın ,o her şeyi bağrında sakladığı belgeleriyle .
Ne kara çağlayanların savaşları ortasında tarumar olmuş bir kadın
Pencerelerin asık suratları,
Insanların yanlış bakışlarına olan kırgınlıkları,
Hasta bir günün eteğinden çektim elimi
Zordu sıyrılması alışılmışlıklardan
Domino taşları gibi hastalıklarımız vardı .
Tüm suçlarımızı kimin içine tıkıştırdık böyle ?
Girizgâhı uzun doğudan belirmekte ilk nefes
Varılacak öz hangi güzergâhta kalır?
Çamur akan göz ferleri
Halkın ufkunda düğümleniyor yavaşça,
Boğazında takılıyor yolsuzluk .
Güzergâhsız ,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!