Sözlerim,
Artık bir insanı devirecek kadar büyüdünüz.
Karı , kışı avuçlarınızla savuracak kadar güçlü
Polislere asilik edecek kadar arsız,
Ve de bir teni ellerinizle
huzur ürpertisine hapsedebilecek kadar büyülü.
olsaydı eğer elimde
bir kurşun ,
Kendime yöneltirdim ..
Sırf ,
Gidiyor gibiyim , gidilen nedir bilmeden .
Ne ora ne bura , iki eli yakasında insanlığın
Arkamda tırmık , toprağa çizmekteyim gidişlerimi.
Var gücümle , varlığımın arasından sıyrılmaktayım.
Koca valizlerin gövdesinde saklanır sırtım.
Avuçlarımın yüzü dönük geriye ,
Ben kendimleyim , kendi başıma.
Bir çok ıslak parmak , hassas sevgiler geçti tenimden.
Yine de herkes yüzeyden , kıyıdan , köşeden ...
işlemedi öteye.
Bakir topraklarım
senin ayak izlerine , sinmek telaşında.
Bir tiyatro perdesine takılıyken senetim
Tek bir darbeyle her şeyi alaşağı edebilirim
Ama o perde ,
Çıplak olan her şeyin tek çaresi .
Yankılı kiralik dairemin,
Tüm zıtlıkları yüzüne bulaştıran bulanık dünya ,
Renginde kötülük taşıyanlara
yıkıcı haykırışlarım vardır.
Bana cimriliğinden ayırdığın en küçük saksıda
Ziyâna karışmaktayım .
Kırık dallarda, küçük umutlara yelkenlerim vardır.
Koca devler devriliyor gözlerimin önünde
Ve her birine olan saygım yitip gidiyor
Tutamıyorum....
Kurumuş imanların kemik döküntüleri
Ve ben o tozları yutmaya mecburiyim ..
Kabarırcasına izliyorum batmış gemileri.
Ellerim hafif ,
Ellerim o kadar hafif ki
Ben ve öğretilerime dair olan her şey
Bir süpürge ucuna takılıp gidecek kadar
Hafif...
Canı toprağa dönüşmeli , hasta bir adam bu ..
Ne ben , ne sen ne de onun için değil
Kendi ızdırabından kurtulabilmesi için .
Zehri kendine sığmaz artık , hasta bir adam bu
İyiliği , basiretsizliğiyle tokuşturur.
Emeçleri tüm renkleri sömürür
Ne büyük korkudur,
Varoluşuyla tanışmış benlikler için
Hiç var olmamış gibi olmak .
Sanki hiçbir bedeni yutmamışçasına
Ölümün zifiri sessizliğini sırtlayan bir bataklık burası.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!