Melek Udeh Şiirleri - Şair Melek Udeh

0

TAKİPÇİ

Melek Udeh

Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. işten yeni çıktım koşar adımlarla durağa gittim. çok yorgundum. O kadar yorgundum ki iş arkadaşım can yoldaşım sırdaşım eylülün arkamdan seslendiğini bile duymamıştım.durağa oturdum eylül yanıma geldi.
- Kız deli arkandan melek diye sesleniyorum niye duymuyorsun, dedi. bana deli derdi kızdığı zamanlarda. Çok seviyordum onu, tek dostumdu o benim. meğer çantamı ofiste unutmuşum. Kafam çok dalgındı bu aralar. Çünkü annem çok hastaydı. Babam tekerlekli sandalyeye mahkum olduğundan aileme ben bakıyordum. Biz iki kız kardeştik, ben ve enise. Enise benden 3 yaş küçüktü. Ben onun okulu için kendi okulumu yarıda bırakmıştım. Sigortacılık okuyordum. Şimdide bir sigorta acentasında çalışıyordum. işim çok iyiydi.patronum benden ve eylülden çok memnundu. Ama ev halim beni çok üzüyordu. Annemin bu yatağa mahkumluğu ve babamın hali çok yıpratıyordu beni. onlarda bana karşı çok mahçuptular. Tek mutluluğum tek yaşam kaynağım mahallemizde bir internet cafenin sahibi Ahmet Udeh'e olan aşkımdı. Ama o bunu bilmiyordu. Onu gizliden severdim. Internet cafe tam evimizin karşısındaki binanın altındaydı. balkona çıktığımda tam onu görürdüm. kapının hemen girişindeki masada otururdu. elinden düşürmediği sigarasıyla sürekli bilgisayarla uğraşırdı. bir kez olsun kafasını kaldırıp etrafına bakmazdı. Yada bakardıda beni görmezdi. Ona karşı hissettiklerim bambaşka birşeydi. Onu izlerken herşeyi unutuyordum. Eylül benimle dalga geçerdi. 'Delisin kızım sen, insan bi adını bildiği insana bu kadar bağlanmaz ki, hadi aşık oldunda niye gidip derdini anlatmıyorsun.' derdi. Ama anlatamazdım ki. Ben çok içine kapanık duygularını hep içinde yaşayan biriydim. ama eylül öyle değildi. Ne düşünürse pat diye söylerdi. Onun yaptığı mı daha iyiydi yoksa benim suskunluğum mu bilemiyorum.ama biz birbirimizi tamamlıyorduk. hayatımın iki neşe kaynağı vardi, biri canım dostum eylül, digeri de ulaşılmasını imkansız gördüğüm Ahmet Udeh'ti. Eylül beni dürttü:
- Hadi otobüsün geliyor dedi.
eylülü tek yaşıyordu. ailesi gürcistandaydı. okul için istanbula gelmiş ve buraya yerleşmişti. 'hadi sende bize gel, bizde yat, bugün evde tek ne yapacaksın.' dedim. Eylül 'tamam.' dedi. eve geldiğimizde enise okuldan gelmiş işe koyulmuştu, canım kardeşim. Sana ev işlerinde bari yük olmayalım derdi.yemeği yedik, eylülle çayımızı aldık balkona çıktık. Eylül 'ha deli yine başladı put gibi oturup adami izlemeye.' diye söylendi. Birden 'Ben gidip senin adına konuşayım Ahmet Udeh'le.' dedi. Bende 'Hayır sakin böyle birşey yapma.' dedim. Enise işini bitirdi ve ders çalışmaya girdi. Ahmet Udeh Internet cafeyi akşam 10'da kapatıp giderdi, o gidene kadar balkonda eylülle oturduk sohbet ettik. eylül 'yatalim artik yorulduk epey.' dedi. Eylül bizde çok sık kalırdı. annemler onu 3. kızları gibi severdi. o kadar yorgun olmama rağmen uyuyamıyordum. Çünkü aklımda hep o vardı onunla ilgili sorular. Evli olmadığını biliyordum. geçenlerde arkadaşı olduğunu düşündüğüm bir genç 'hadi ahmetim artık sende evlende bitsin bu bekar hayatın.' demişti. 'o da daha zamanı var mehmet demişti. Evet evli değildi, ama sevgilisi varmıydı acaba, nerde oturuyordu, hep düşünceli duruyordu, ne düşünüyordu acaba. Bunları düşünürken eylül bana seslendi:
- düşünmeyi birakta uyu artık..
O da uyumamış beni izliyormuş demekki. 'Sabah ilker beyden azar işitmeyelim geç kalıpta.' dedi. Ilker bey acentanın sahibiydi. O kadar iyi bir insandı ki asla despot bir patron olmadı bize karşı.babamın tekerlekli sandalyesini o almıştı. Çok yardımsever biriydi. Sabah erkenden kalkıp kahvaltıyı yaptık, işe gitmek için evden çıktık. biz binadan çıkarken Ahmet Udeh'te cafeyi açıyordu. Eylül yine yaptı yapacağını ve 'hayırlı sabahlar efendim, bol kazançlar.' dedi. Ben kıpkırmızı olmuştum. eylüle bi çimdik bastım. 'ayy' diye çığlık attı. Ahmet Udeh'te Bize doğru döndü ve sizede hayırlı sabahlar dedi. Benim yüreğim ağzımdan çıkacaktı sanki. Sağolun dedik. Ben eylülü çekiştirdim ve yolda ona söylemediğimi bırakmadım. Eylül 'ne kızıyorsun bu kadar, sanki adam bu kız sana asık dedim, sadece hayırli sabahlar dedik ne var bunda' dedi.

Devamını Oku
Melek Udeh

MELEKLER BAŞKA SEVER 10.BÖLÜM

Ne diyeceğimi bilemedim. bu kadar erken olacağını tahmin etmemiştim. Tam evet diyecektim ki eliyle ağzımı kapattı.
- Bak 'hayır' diyeceksen hiç deme öylece sus dedi.
Ben elini tuttum ve ağzımdan çektim. Dudaklarına doğru yaklaşıp öptüm.
- Ben seni yıllardır bekliyorum, hep bunun hayaliyle yaşadım, nasıl hayır diyebilirimki, dedim.

Devamını Oku
Melek Udeh

MELEKLER BAŞKA SEVER 11.BÖLÜM

Hazırlanıp işe gittik. Ahmetin telefonunu ofise ugrayıp alırsa diye yanıma almıştım. Ofise vardığımızda ilker beyin odası bir hayli kalabalıktı. Aslı'da ofisteydi. Aslı'ya neler olduğunu sorduk.
- Abim acentayı devrediyor, tanerin vurgunu büyükmüş altından kalkamadı dedi. Eylül:
- durum bu kadar vahim miymiş vay be dedi. Aslı:
- abim bir şartla devretti. çalışanları işten çıkartmayacakmış, dedi.

Devamını Oku
Melek Udeh

MELEKLER BAŞKA SEVER 4.BÖLÜM

- Ee ne diyorsun, dedi ahmet udeh.
- Neye ne diyorum dedim.
- Seni seviyorum ya sen beni..
Daha lafını bitirmeden:

Devamını Oku
Melek Udeh

MELEKLER BAŞKA SEVER 5.BÖLÜM

Aradan 10 dakikA geçmemişti ki aslı geldi. Ilker bey onuda çağırmış. 'Anlaşılan bu bir iş toplantısı değil' dedim. Iyice merak etmiştik. 1 saat sonra hepimiz ilker beyin odasındaydık. Aslıyı yanına çağırdı ve sarıldı. ağlıyordu ilker bey.
- Bu en çok senin canını yakacak ama bunu bilmen lazım. arkadaşlar, artık taner müdürümüz değil. aslıcığım, bir daha o sahtekarla konuşmayacaksın..
Herkes boş gözlerle birbirine bakıyordu. Aslı ağlamaklı bir sesle sordu.
- Ne oldu ki abi.

Devamını Oku
Melek Udeh

MELEKLER BAŞKA SEVER 9.BÖLÜM

Enise şikayetci olup olmamakta kararsızdı. Babamlardan çekiniyordu. Mehmet ve Ahmet şikayetçi olması için israr ediyorlardı. ama Enise yok diyordu. Ben ve Eylül cok kızıyorduk ama nafile Enise yok diyordu. Ahmetle Mehmet beraber çıkıp gittiler. Eniseye 'şu olayı baştan anlat bakalım' dedim. Eniseden bu zamana kadar hiç almadığım bir tepki aldım.
- Yeter ya yeter, gelme üstüme artık, anlattıkça kötü oluyorum. hem bu benim sorunum anladın mı? diye bağırdı bana.
Ne diyeceğimi şaşırmıştım.
- Elinden gelse şimdi o hayvanı bana savunacaksın değil mi? dedim. Eylüle dönüp:

Devamını Oku
Melek Udeh

MELEKLER BAŞKA SEVER 12.BÖLÜM

Eve vardığımda ahmet cafenin önündeydi. Beni görünce koşarak yanıma geldi.
- Meraktan öldüm, geciktin,telefonunda kapalı dedi.
- Hiç biraz dolaştım, rahatsız edilmek istemediğim içinde telefonumu kapattım, dedim.
- Bugün sende bir haller var,hasta mısın? dedi.

Devamını Oku
Melek Udeh

MELEKLER BAŞKA SEVER 15.BÖLÜM

Kırşehiri özlemiştim. 2 yıldır gelemiyordum.
- Kırşehir hiç değişmemiş, yine küçük ve şirin, dedim. Amcam:
- ben senin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim, sen çok değişmişsin, büyümüş olgunlaşmışsın, yaşının verdiği ağırlık mı yoksa başka birşeyler mi bilmem ama bir başkasın, dedi imalı imalı gülerek.
Bu kadar mı belli ediyorum diye düşündüm kendi kendime.

Devamını Oku
Melek Udeh

Ayaklarım yerden kesilmişti adeta. Annemlerle ahmetin annesi ve abiside geldi.
- Mustafayı'da arayın, dedi babaannem.
mustafa en küçük amcam olur, o da kırşehirdedir.
- Aradım, dedi yengem.
Utandığımdan babamın yüzüne bakamıyordum.
- Öyle aval aval bakmada git üstüne bişeyler giy, eşofmanla mı yüzük takacağız sana, dedi eylül.

Devamını Oku
Melek Udeh

Eylülle ofise gidene kadar birbirimizi yedik. Eylül 'bak kafamın tasını attırma bir dahakine söylerim.' diyerek beni tehdit ediyordu. Ofisin kapısına vardığımızda ilker beyin kız kardeşı aslı ofisin önüne çökmüş ağlıyordu. hemen koşarak yanına vardık. 'Ne oldu.' diye sorduğumuzda daha çok ağlamaya başladı. Ofis müdür yardımcımız taner beyle bir ilişkisi vardı. Bunu ilker bey hariç herkes tüm ofis bilirdi. Aslıyı güç bela sakinleştirdik. Üstü başıda kirliydi. 'Ne olduğunu anlat hemen' dedim. Aslı sesi titreyerek anlatmaya başladı:
- Gece sabaha karşı taner evin önüne gelmiş, beni aradı aşağı inmemi söyledi, ben abim evde inemem dedim, o zaman bağırırım deyince korkup indim, Arabaya binmemle gitmemiz bi oldu, Arabayı çok hızlı kullanıyordu, hafif içkiliydi galiba, Tam biraz yavaş ol diyecektim ki o an olanlar oldu, Ağaca çok fena çarptık. Taner çarpma şiddetiyle.......
ve Aslı burda ağlamaya başladı. Eylülle ben aynı anda 'öldü mü yoksa' diye bağırdık. Aslı:
- bilmiyorum onu öylece bırakıp buraya kaçtım, çok kötüyüm, dedi..
Asli hala olayın şokunu atlatamamıştı. Benim telefonum çalıyordu, arayan ilker beydi. Aslının korkusu dahada arttı. Telefonu açtım. Ama kekeleyerek konuşuyordum.
- Aslı size geldimi melek? diye sordu.

Devamını Oku