Kulak kesil dinleyesin bir garib elindeki Telsiz sazdan…
Mızrabı vurmaya na hacet,, çok şey çıkarır nice azdan…
Hoşca gelsin söz gölnüne ,aşık hiç usanırmı nazdan…
Odurki kırmızıdır amma, her rengin yolu geçer beyazdan …Meksel baba…
Dünden geçtin, bu günde var, yarında yoksun .
Tartıya vur Hele, kendi içinde haylice çoksun…
Bakasın eksilmeye ki, istediğin neyse dolsun…
Varmaksa muradın, sen sana giden bir yolsun...Meksel baba…
Bakma der gönül, yolun niceliğine hele sen yola bir başla…
Altında diken, tepende güneş olsa Sabrı tut başta…
Bilesin yürünmez bu yolda, asık yüz çatık kaşla…
Olurya melun yol keser, sende İsmailce taşla…Meksel baba…
Sabır mülkü viran eyleme ki, ezilip kalmıyasın altında…
Bindigini yere çalma huyu var,
bu şikayet atında…
Pazar eyleme bulamazsın, yazılmamışsa bahtında…
Gelmez pahaya tahammül,
kıymet biçilmez HAK katında…Meksel baba…
Kalma geri kaş çat ,edebi almak gerek edepsiz elinden…
Yazıkdır ,şu haya ne çekiyor gıybetci dilinden…
Utanma saklanmış bir köşeye, çıkmıyor arsız yüzünden…
Namus kara çarşfada girsede ,
kaçamıyor hain gözünden…Meksel baba…
Sen didelerin hoşça baksın, yoksa neyler ehli ayıp…
Gördünmü şu ahirde hiç, Seddar örtüsü nicedir kayıp….
Ehli ketum diller, sırrı faş edip gitti sözünden cayıp…
Şu beşerin bitiremessin hata kusurunu,
bir bir sayıp… Meksel baba…
Sine-i kıymetline düşerse eğer gamdan bir paye…
HÜDA ‘dandır kim gam yükü çeke,
iş ondan gaye….
Dahi yalnız yürütmez güneşte,
peşine takar saye…
Yoldaşı HAK olanda bitmez ne kıssa
nede hikaye…Meksel baba…
Koysan altına, HAK yolda, yürümezse şu ayaklara ne fayda…
Göstermez ki şu kader, ne var bize ayırdığı payda…
Gizde kalmaz hiçbir cürm,bir tutan var kayda….
Gördüğünü gösterirde, gerçeği göstermez hiçbir ayna…Meksel baba…
Bir alemettir HAK'ka yönelesin halktan gelince gına…
Hangi yana meyli, ortaya koyup şu gölnü bir sına…
Sahibi HUDA ‘dır meleğide ,melunuda gelir kapısına…
Kaldırmaz bu gönül evi iki misafir,
zeval gelir çatısına….Meksel baba…
Şumül kıl çehreni güleç, gören göz şen ola şen…
Mütebessim yüze, semadar akıp iner Ruşen…
Hem bulan hazineyi alçakta buldu ,
nice gözden düşen…
Dervişten başka gördünmü hiç,
kaftanı abaya değişen…Meksel baba…
Bir tenle Her yanı kapalı ruhun,
kalır cihetten bi haber…
Beden gemisine zaten yön veren değilmi şu kader…
Her dışın sonu , ya virane, yada heder..
Dışarıdan artık gel, temaşa eyle içinde neler var neler…Meksel baba…
Hem ulaşmadan ömrün sonuna cemi gerek bir cem…
Varsa defter içre dolu, fazlaca sözün kem…
Tövbe-i Nasuh suyuyla silmek gerek
O vakit bu dem…
Ertesi konanda ,mahşerde başa kesilir cezai zem…Meksel baba…
Gün gelir kendi , kendini bile Taşıyamaz şu gövde…
Doldur boşalt bu dünya, altına geçirdiklerini görde…
Geçmeye bak eyleşme ,bu arz insana yasak bölge…
İnsan bu cihanda, karanlıkta kalan sadece bir gölge …Meksel baba…
Dert ile komazlar gölnü, bilir isen derdi nimet…
Derdi şer eyleme ki, içindeki hayır cana minnet…
Gel sen şu sözü al, nefsine dinlet…
Mutmain olmassa hayelde kalır,
O cennet…Meksel baba…
Sırrın zuhuruna lazım olaki gaybi bir el,
kapıyı çala…
Dilenmezden önce fakr ile oturmak gerek
kuru çula…
Var ise başında adın şanın, çevirmeli kıymetsiz pula…
Düşün, Vefadan başka ne gerekirki garib kula…Meksel baba…
Garib Garib
Kayıt Tarihi : 28.6.2025 17:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!