Ömür dediğin gelir geçer
Yeter ki canım senin olsun
Hayat dediğin başlar ve biter
Yeter ki bu kalp senin olsun
Gül dediğin solar gider
Sevgilimin türküsüydü deniz
Mavi sesine demir attı savaş
Sevgilim
Öldüren asker
Sevgilimin türküsüydü buğday
Bekleyemem Ekim’ i
Ben Eylül’ de ölürüm
Belki gözyaşı döker
Ağıt yakarsın
Belki de zil takar
Suçsuzum
Ne desem de boş
Gönül bu
Ferman dinler mi?
Sabırsızım ömrüme
İpte sallandım yüzyıl boyu
Bir gözyaşıydı istediğim çağlayanlardan
Gömdüm kendi toprağımda kendimi
Salındım, ölümüme döndüm yüzümü
Hiç kimsenin olmadığı bir kentin
Yalnızlığın acıları peydahladığı umutsuzluğu taşıyoruz
Ucube diye taşlanan
Kalbin sınırları içinde
Her tarafımızdan sürekli darbe alıyoruz
Gövdemiz büsbütün günah içinde
Biliyormusun bu günlerde sessizliğim niye
İyi halden belki cezam idama iner diye
Ve ölünce sonra da gözlerinin yerine
Cenneti verirler belki teselli niyetine
Yazarmısın ardımdan mezar taşıma şöyle
Toprağında sürünsün yüzüm
Ölünceye sevmezsem seni
Kan ağlasın iki gözüm
Ölünceye sevmezsem seni
Hak rahmetini görmeyeyim
Ben hangi mevsimi tamamladım ki
Ne huzur dolu akşamlar
Ne yazdan kalma yıldızlar
Şimdi ruhumda bir sürü eşkıya
Göğsümde çöreklenmiş bir sonbahar
Ömrüm hep sana kızdım
Ömrüm hep cana kızdım
Affına sığınarak
Bu defa sana yazdım
Hâyır mı kaldı maziden




-
Işıl Başkalem
-
Faruk Hazar
Tüm YorumlarYıllarca önce yazdığım ve üstelik de kitap haline getirdiğim şiirimi ismini değiştirip kendi şiiri gibi buraya koymuş.Derhal düzeltsin.”Zamanla her söz bir acı söz olur”diye başlayan şiirimi sayfanızdan kaldırın.Yoksa gerekli işlemleri başlatacağım.Antoloji yetkililerine de ileteceğim
2012 de yazılıp hem dergi hem de internet ortamında yayınlalanan şiire bir "zil takarak" kendi adıyla yayınlayan arkadaş. "Ölüm" adlı şiiri silmezseniz bu sitenin yöneticisi ile görüşeceğim.