Dara düştüm, sarsıntılar ard arda
Kırılgan ruhumu örseler durur
Beyhude bekleme gönlüm firarda
Menzile varmadan sahile vurur
Dağlarımda tipi, boran geçilmez
Kurudu dalında meyve
Soyumuz can çekişiyor
Yenilgi yaşıyor hane
Umut Kaf’ta bekleşiyor
Basit bir şenlik uğruna
Tutundum özgürlüğün ışığında, şarkıma
Suların ağladığı zamandı, yaşadığım
Kötülüklerin ağzı dökülürken arkıma
Kaybolan asırların mührüdür taşıdığım
Aydınlık topluyorum yalnızlık ülkesine
Gül yurduna selam götür, yad getir
Yıldızları kıskandıran ad getir
Çaresizlik vadisinde hercümerc
Yüreğime baharından tad getir
Düşlerim tutuşmuş ateş, kordadır
Ey şafak yüzlü dilber
Sevdan etti köz beni
Tutsaklığıma el ver
Yüreğimden çöz beni
Adın, yâdın geçende
Bilmem, bu kaçıncı savruluş gecelerin kollarına?
Kaçıncı bekleyişler düşmeli hasretimin yollarına
Arayışımız kaybolurken düş kırıklarının arasında
Bütün kelimeler kahır dolu, yarınlarımızın yasında
Ulular meydanı gurbet ettiler
Vuslata bir kutlu diyar gittiler
Lisân, selâmete çıkar mı bilmem?
Onur burçlarında hak, senettiler
Sonbahar mevsimi taksimdir bana
Göçmen kuşlar gibi tedirgin sevdam
Göklerin tercihi efkârdan yana
Sis ve duman gibi belirgin sevdam
Bu çığlık adın mı; yoksa ben miyim?
Kalakaldım yapayalnız
Issız bir sokak ortasında
Aşkam üstü çöker duman
Mor sevdamın vurulma noktasında
Korku dolu bir velvele sardı beni
Dokundun gülüme sonbahar gibi
Bakışları solan yaprağa döndüm
Çile hamurumun görünmez dibi
Aydınlık dağıtan ateştim, söndüm
Yollarım bağlıdır, kucak açamam
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!