Durmaksızın anacığım diyen diller
Usulca göğsüne sokulan gönüller
Işık olup içine, içine sızan gözler
Ellerinden ayaklarından öpmeler
Varlığına varlığım armağan
Senden sonrası tufan diyen
Bilirsin bilmesine de
Sabrı mı denersin sevdayı mı
İspat mı lazım illaki
Yetmedi mi bunca seneler
Kokum rengim tenim
Duruşum güven vermedi mi
Emanetine alırsan eğer emin olursun
Gözünle görür, elinle tutarsan
Dilinle tadar, dişlerinle çiğnersen
Öper koklarsan içine dolarsa
Emanetine alabilirsin
O zaman emin olursun
Eğer ki için içine sığmıyorsa
Göğsün ağzından çıkacakmışsa
Kalbin kırılıp dökülüverecekse
Ellerinle sana fazla geliyorsa
Ayakların uzayıveriyorsa
Beyninde hep O varsa
Gülümsesin dudakları
Süzülsün gözleri
Varım be desin için, için
Yanmak, yakmaktır dileğim
Sevda ateşiyle
Tırnak uçlarından topuğa
Sen inat, ben inat
Senin burcun da mı oğlak
Hadi benimkisi doğuştan
Seninkine ne demeli
Ne durur bakarsın öyle
Serbest bırak yüreğini
Papatya falında mı görmüştün geleceği
Sana yol gösterenin de kim
Aklına sokma akıl koyanın kim
Ruhunu kasan, kasvete sokan da kim
Yaptığını hüner mi sandın
Allem ettin, kallem ettin, terk ettin
Ülkemin en orta yerinden, Başkentinden
Doğudan batıya, kuzeyden güneye
İzlerim kentleri bir, bir, içinde cılız ışıklar
Bin bir ürpertilerle ürperirler
Kiminde umutlar yanıp söner
Kiminde kurmacalar bahaneler diz boyunu geçer
Evetten güzel şey var mı
O ne gönül alıcıdır
Nikahta bile “Evet” istenmiyor mu
Demek ki bir kerameti var
Hayır demek hüner mi
Bence evet deyip reddetmek hüner
Duruş duruşa bakar
Aklı yatmadan ısınır
Duruş duruşa koşar
Aklı elinde kalmaz
Duruş duruşu dinler
Kulakları duymaz



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!