Senden öncesi yaşamak intihardı;
İşte bu yüzden,
Kesik bileklerimin kanamasını durdurmak için;
Tuttum çevirdim elini,
Ve bileğinin içinde, nabzının attığı yerden öptüm seni.
Adam uyanmayida sever, soğuk bir kış sabahı,
Hatta soğuk suyla duş almayı da,
Şayet kendinden önce kullanılmış bir bornoz duruyorsa banyoda.
Soyunan bedenlere inat, çırılçıplak ruhuyla bekliyorsa bir kadın salonda,
Adam solunuda bırakır evden çıkarken, hatta soluğunu da.
Ve kadın bilir ki kapının eşiğinde ugurladigi adam,
Sabır Bir nükte gibi inflakta,
Neden tarih kitaplarında gizlenir acılar?
Bu gece her yer, siyaha boyalı.
Karma karışık bir hayattan alınmış, anılar dürülü duruyor kapı önünde.
Birazdan bir ceset yağmura kapılacak apansız,
Yağmurun rahminde gize bürünen günah gibi,
Gözleri bir annenin acı feryatlarini anlatıyordu,
İçinde fırtınalar kopan çocuğun.
Bir lunaparkin çığlıkları tarafından irkildigi o anda,
Sahtesi çok ışıltılar bile aydınlatmaya yetmiyordu, kararan hayatını.
Pamuklu şeker satan seyyar satıcının,
Bütün aşıkların ortak yönüdür;
İçinde kefensiz ve tabutsuz çıplak bir ölüyü taşımak.
Aska ulasmak icin, bindigimiz kayikta,
Ayriligin kalça kemigindendi kureklerimiz.
Ne kadar cektiysek,
O kadar boka battik iste.
O nasıl bir gidiş öyle be kadın?
Sebebi ayrılıga da,
Sararmış solgun yüzüne de,
Varsa etkisi eylül'ün.
Aşk; iki pilotlu bir uçak gibidir.
Biri ne kadar yükseltmeye calissada,
Diğeri mutlaka alcaltacaktir.
Bir başkasını yaşayarak ölüme terk ediyorsan giderken;
Bu senin ki, "intihar" değil,
Kaybettiğin "imtihandır."
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!