Sen ırak gurbetlerde
Bense yaban elerde
Yarı ümmi bir halde
Çıkıp gelsen can Anam
Gözümü açtığımda
Trenle baharın serin bir gününde
Doğanın alabildiğine cennetten rengiyle
Ayrı bir havası ve görüntüsüyle
Kalbimde sıraladım resimlerini, portesiyle
Bir yandan tren sesi, diğer yandan güneşin gizemi
Sevgini kalemde mürekkep sandım
Kalemi açtım da sevdana bandım
Senin varlığına içimden yandım
Mürekkebi görmek zararlı belki.
Sevginin farklıdır söylem biçimi
Tezek kokan sıralı kümbet evleri
İneklerden sağılan taze, taze sütleri
Hele ki kuzuların ardı, ardı koşuşmaları
O temiz oksijenli havaları
Nükte içimde oynamak isterim
Kolay değil onları unutmak
Kalmadı ne kıymetim.
Ben garip ki neyleyim
Ben sensizde böyleyim
Bir selam gönder.
Selamımı al benim
Yıkılmalıydı belki
Nefis denen bu tilki
Zoru başarmalı ki
Düne güne ağladım.
İçimdeki fırtına
Mevsim kışın en ağır demlerini yaşıyordu.
Akdeniz bıçkın bir delikanlı gibi öfkeli dalgalanıyordu.
Gecenin sesizliğin de masal devinin öfkesi gibi
Kulaklarda kendine yer bulmuştu o gece de.
Sabahın bakir mahmurluğunu örten sisi
Seyrederim her günü, aşk ile
Neyi niye? Ama neden? Sevgiyle
İnsanız anlamalıyız, değer vermeyle
Göz görür, ne eylemek istesen de eyle
Kalp istiyor, ne yapmak eylesen de
Hissedemez oldum, seslen sen bana
Sensiz gece gündüz, karanlık bana,
Dokun tenime sen, çare ol bana
İsterim yanımda, kubbe altında.
Ruhumu açtım ben rüzgâra perde
Bazen küçük şeyler büyük olur
Kocaman olmadan anlaşılır
Olması gerektiği gibi olmalı
Görünmesi gerektiği gibi görünmeli
Var olmalı ki anlaşılsın
Ufacık, ufacık demeden kocatmak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!