Ateş düşmüş gibi yürek yanıyor,
Dağlıyor içimi gardaş acısı…
Adını andıkça yaram kanıyor,
İlaç kar etmiyor, geçmez sancısı
Dağlıyor içimi gardaş acısı…
Yapılanlar geçti kara mizahı,
Akıldan daneler tutulur olmuş!
Yaltananlar seçti, varsa izahı
Yenilen naneler yutulur olmuş!
Akıldan daneler tutulur olmuş!
Öyle kararsız ki şu insanoğlu,
Gelirken ağlıyor, giderken ağlar!
Öyle zararsız ki görseler kulu,
Gülerken ağlıyor, güderken ağlar!
Sunulan hayatı deseler seçin,
Al yanaktan başlar telin visali,
Mah yüzde açılmış gülün risali,
Süzülür zülfünden sülün misali,
Aklımı oynatan yar mıdır, nedir?
Sendeki güzellik sır mıdır, nedir?
Yine bahar gelmiş bizim bahçeye,
Yaprak mısın, filiz misin sen nesin?
Güldükçe yüzünde güller açıyor,
Gonca mısın, çiçek misin sen nesin?
Bu güzellik sende, değmesin nazar,
Açtım ellerimi, döndüm yüzümü,
Biçare kullara şifa ver Tanrım.
Dertler senden gelir, sende çözümü,
Dermansız dertlere şifa ver Tanrım.
Hayır da sendendir, şer senden gelir,
Suçladığı isme bak, devletimin paşası,
Bu suçu atan beyin, acep kimin maşası?
Dalkavuğun işidir, “padişahım yaşa’sı”,
Belli ki emir vermiş ağaları, beyleri
Orduyu karalayın sevindirin itleri…
Niyet eylemiş buğday Hac’ca gideyim demiş,
Düşünmüş kara, kara; kimi bulayım demiş?
Hac’dan dönene kadar, vekil bırakmak için,
Kim tutar ki yerimi, seçim yapayım demiş?
Önce gitmiş arpaya, meramını anlatmış,
Dost sırrına erip tanısan O’nu,
Dost için Allah’a şükredersiniz…
Dosta çıksa bir gün yolların sonu,
Dost için Allah’a şükredersiniz…
Dosta giden yolda olsak karınca,
Bıkacak ne vardı bu kadar erken,
Bitmeyen sevdamız taşa mı döndü?
Aşkımız bir ömür sürecek derken,
Bitmeyen sevdamız taşa mı döndü?
Aşk için akmayan yaşa mı döndü?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!